Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '15

 
Kategori
Deneme
 

Gizemli yedi canavar ve büyük savaş!

Gizemli yedi canavar ve büyük savaş!
 

resim:internet.


Altın tasla üzerlerine dökülen, acı ruhlarla yedi canavar, görünmeyen evin yıkık merdivenlerinde, sonsuz amaçlarını konuşuyordu!  Bize sunulan kötülük kasesini, deli ama sinsi yöntemlerle kullanalım, zararın en büyük boyutlarını, etrafa hızla yayalım diyordu!

Bir zümrüt dalgası, uyuyan şehrin yorgun ama iyi olanlarının üzerine salınıyor, sessiz ve mağdur rüzgarlar, evlerin üzerindeki koyu bulutlarla devamlı olarak çarpışıyordu! Kimdir bu sesin yalancı sahibi? Kimdir soruları soran, bu acıları veren sessiz eskici? Eski dünyalara dalan kötü varlık! Canavarlar, her pisliğin mağrur savunucuları. Emrindekilerle mahvoluşların yaratıcı bozguncuları, mutlulukların sonuncuları!

Pırlantaların ışıltısında görünen o varlık, canavarlara sol gözünü kısarak baktı. Sustu ve bir süre konuşmadı. Yedi canavar yılın bozgununu, en sesli ve çığırtkan şekilde yapalım, yıkımın kralını, en acı şekilde göz önüne serelim diyordu! Zincirler elinde, güçlerle gelen beyaz ruh, sessizliğin devamını içinde barındırıyor, acı çekenlerin kurtuluşa yaklaştığını hissediyordu.. Yedi canavar uçarak, her yeri bir günde ele geçirdi. Her tür pislik yaşanıyor, kan gölleri her yeri sarıyor, yalan, iğrençlik, alçaklık etrafı hızla kuşatıyordu! Sonu geldi! Sonu geldi! Dön artık! Sesler derinden yankılanıyordu! Kalbi olan korkmasın deniyordu.

Zaman geçti.. Ruhun kılıcını taşıyan, dünyanın sıkıntısını bir beyaz buluta yükledi. Ruh kendini gerçekleştirdi. Savaş, sonsuzluğun esaretini, geniş bir yolda, gürültülü bir şekilde haykırıyordu! Olamazdı böylesi, yaşanamazdı! Sesler, sonsuzluğun anahtarlarını, kör noktalardan kaldırıyor, sonsuzluk, yedi canavarın delice davranışlarına, bir eziyete dönüşüyordu. Git! dedi. Yok ol! Mahvol! İğrençliğin yok olsun! Ruhundaki sahtekarlık! Yerini beğenmemezlik! Yok ol! Mahvol!

Hiç zor olmadı. O beyaz ses her şeyi sağladı. Korku geçiyordu. Acı bitiyordu. Yedi canavarın akıbeti sessizliğin var olduğu taştan köprülerde belirleniyor, taşların arasında ezilip hüsrana dönüyordu! Yakutlar gibi parlıyor, gelecek günlerin huzuru, saflığı ve korkusuzluğu getiriyordu... Som metaller gibi aydınlanıyor gelecek, dünyanın sonsuz varlığıyla! Olunca safirler, gelince vakitler, ruh kederi unutup, sonsuzluğa akıyor! Pırlanta gibi, öyle yaşıyor!

selin428@yahoo.com.tr

 
Toplam blog
: 155
: 175
Kayıt tarihi
: 02.03.12
 
 

İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, İletişim Sanatları, Halkla İlişkiler bö..