Gizli Beden kitabı çıktı. Dünyada ilk kez derlenen kadim atalarımızn mistik öğretileri...

Gizli Beden Kitabı Çıktı! Dünyada ilk kez Uygurlardan Horasan ve Anadolu Sufilerine kadar atalarımızın spiritüalite, mistizm, şifa, dua, meditasyon, nefes teknikleri gibi kadim öğretileri derlenerek kitab haline getirildi... Ve bu kitabın içindeki teknikler merkezimizde eğitim başlıkları halinde veriliyor. Dünyada ilk kez ortaya çıkarılan kadim atalarımızın bu şuurunun eğitimlerine hayran kalacaksınız. Kitap eğitimleri ve kitap sipariş için: 530 329 19 70 - mavirecete@gmail.com

“Bağışlayan ve Esirgeyen Allah’ın adıyla

Gaybın anahtarları Allah’ın katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa bilir. O’nun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez. Ne yaş ne de kuru hiçbir şey yoktur ki, hepsi mutlaka apaçık bir kitapta bulunmasın.”[1]

Din, bilim ve felsefe birbirinden ayrı düştükten sonra, insanlık bir bütün olarak bilgisizliğe gömüldü. Emperyalizm, materyalizm ve aşırı milliyetçilik politikaları ile bireycilik ve ayrımcılık insanlar arasındaki kutuplaşmayı ve bilgisizliği artırdı. Bilim din ve felsefeye arkasını döndüğü zaman, ruhu öldü. Her şeyin Bir olduğu felsefesinin yerine ayrılıkçı, milli, politik, ekonomik ve dini düşünceler geçti; bu da insanlığın ve doğanın içindeki kardeşliği bozdu. Felsefe ve ruh ilminin yer almadığı bilim “maddenin” her şey olduğuna dair bir inanca kilitlendi. Şimdi bilim, “madde” kavramları içine hapsolmuş durumda. Sadece madde bilimlerinde çalışmak ve ilerleme sağlamak, bilim insanının zihinsel kapasitesini daraltmaktadır. İlmi ruh bilgisine sahip olmayan filozoflar felsefeyi üretken olmayan bir zihin jimnastiği haline getirmişlerdir.

İnsanlığın kadim bilgeliği ne zaman unuttuğu veya onu nasıl yitirdiğini tam olarak saptamak çok zor. Biz günümüzde, bilime, felsefeye ve ruha bir bütün olarak bakan yeni kuşaklar sayesinde insan bedeninin çoklu katmanlarını ve yaşamın sırlarını anlamaya başladık. Bu kitaptaki öğretiler atalarımızın tüm insanlığa bıraktıklarından derlenme. Bu bilgilerin aslı sözsüz anlamlarda gizli. Tasavvufta buna mânâ âlemi deniyor. Biz tüm yeteneklerimizle bunları günümüzün anlayışı ile ve atalarımızdan öğrendiğimiz sözcüklerle kelimelendirdik. Hata var ise onlar bize aittir.

Bu kitabı hastalarımız, meslektaşlarımız, sağlık hizmeti verenler, tamamlayıcı tıbba ilgi duyan dostlar ile çağımızda Doğu ve Batı tıbbının, inanç ve felsefelerini birleşik uygulama yolunda çaba gösterenler için yazdık. Asya’nın sağlık ve şifa ile ilgili felsefesini kendi eğitimimiz doğrultusunda modern tıp ile birleştirdik ve buna “YükünçSağlık Sistemi” ismini verdik.

Tarihi bilgeliği araştırmak sonsuza uzanan bir yolculuktur. Bu kitapta biz, Doğu’nun sağlık felsefesi ile modern tıbbi anlayışı birleştirme çabası verdik. Bunu doğru bir biçimde yapabilmek için de gizli beden ve Yaradan’dan bahsetmek zorunda kaldık. Konu çok derin ve bir noktadan sonra akıl durdurucu. Bu yüzden, kitabımızdan en iyi şekilde faydalanabilmek, peşin fikirlerin bir kenara bırakılıp, bilginin kendiliğinden aklın ve süzüg kalbin derinliklerine akmasına fırsat verildiğinde gerçekleşir. Pir Vilayet İnayet Han’ın dediği gibi: “Hayatın mânâsını kavrayabilen, kendi hayatının gayesini de anlar. Sadece dar bir çerçeveye sıkışmış olan akla imkânsız kelimesi anlamlı gelir; Yaradan’ı ve yaratılışı kavrayabilene ise kabul edilebilecek tek kavram her şeyin imkân dâhilinde olduğudur.”

Bizlere ilham kaynağı olan, destek veren, sevgi, güzellik ve ahenk yolunda yürürken yol gösteren tüm öğretmen, danışman, aile bireyi, arkadaş ve hastalarımıza teşekkür ederiz.

Dr. Mehmet Kasım ve Dr. Ecz. Müge Kasım

[1]KUR’âN-I KERîM (2007), Hak Dini Kur’ân Dili Meâli, 6:59, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, İstanbul: Eser Neşriyat, s. 133