GİZLİ BİR PUT

SİNSİ ELEŞTİRİ PUTU’NUN SALDIRISI ALTINDAYIZ

Öncelikle örnek kurgu hikayem ile başlamak istiyorum... 

Adamın biri uzun bir süre işsizmiş. Bir gün iş bulmuş ve çalışmaya başlamış. Maddi durumu olmadığı için işe yaya gidiyormuş. İlk maaşında bisiklet almış ve işe bisikletle gitmeye başlamış.

Onu tanıyanlar;

-Evde otura otura iyice şişmanlaştı. Yürüyeceğine bisiklet kullanıyor.

Adam bir süre çalıştıktan sonra araba almış ve arabasıyla işe gidip gelmeye başlamış.

Onu tanıyanlar;

-Yürüyüş yapıp spor yapacağına araba kullanıyor. Bu gidişte iyice şişmanlar bu.

Arabasını kullanmaktan vaz geçen adam toplu taşıma ile işe gidip gelmeye başlamış.

Onu tanıyanlar;

-Arabası dururken otobüse biniyor. Parayı bulunca iyice cimri oldu.

Adam bir süre sonra tekrar yine işsiz kalmış.

Onu tanıyanlar;

-Şuna bak iş buldu bisiklet aldı sonra araba aldı. Arabasını kullanmadı otobüse bindi. Parayı biriktirdi biriktirdi şimdide işten çıktı. Kesin birikmiş parasıyla tatil sefası yapacak.

PEKİ, NE YAPMALI?

Halüsinasyon kelimesinin olmayan şeyleri duyma ve görme şeklinde yorumlanabilir bir anlamı vardır. Aslında gıybet ve zan gibi günahlara başvuranlarda kendi zannımca başkalarını olduğu gibi görmeyip, aslında eleştirdiği kişilerde olmayan özellikleri kendi zihinlerine yükledikleri için bence halüsinasyon görüyor olabilirler. Halüsinasyon adı üstünde olmayan şeyleri algılamaktır. Öyleyse eleştiri, karalama, gıybet ve zan yapan insanlar sizce halüsinasyon görüyor olamaz mı?

Bu durumda insanın eleştiriden kaçması mümkün görünmüyor. Tek yapması gereken ömrünün sonuna kadar yalnızca Yaratıcı için yaşamalı, ibadet etmeli ve her yaptığını Yaratıcı’nın rızasını kazanmak için yapmalıdır.

ŞUNU YAPARSAM ACABA ELALEM NE DER?

İşte bu inanç Yaratıcı’ya yapılacak kulluğun insanlara yapıldığının işaretidir. Sanırım bu noktada her şey anlaşılmıştır. Çünkü farkına varamadığımız gizli bir put varsa o da ELALEM putudur. Bu puta tapmaktan vazgeçmediğimiz sürece insanların eleştirilerine göre hayatımıza şekil veririz. Elalem putunun eleştirileri bitmeyeceği için; bu puta şekil uydurmak insan ruhunu en sonunda hasta edecektir. Eleştiri saldırısı yapanlar kendi hastalıklarının farkında değiller ancak, eleşriye maruz kalan kişiler eğer ki bunu takıntı haline getirirlerse ruhsal olarak çeşitli hastalıklara yakalanabilirler. Kişinin kalbi ancak kendisini yaratan Yaratıcı’yı anarsa huzur bulur.

Not: Nasreddin Hoca hikayelerinden esinlendim.