Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Gizli cevherlere görevimiz

İçimizdeki cevherlerden haberimiz yok. Cevherleri ve değerlerini herkes bilemez. Eğitim ve öğretim hizmeti verenlerde cevherleri bulmada yolda kaldık.

Asıl önemsemeleri gereken konuyu ne yazık ki atlamaktayız. Hazır bulunanları yetiştirmiş görünmekle yetinerek başarılıyım demek yanlış olmalı.

Eğitimcilerin görevleri gereği ortaya çıkarılamayan nice cevherleri topluma bunlarda var demek olmalıdır. Mevcut içimizde nice yetenekli insanımız bilinmez.

Gündemin içinde bulunmak, konuşulmak için büyük başarıya damga vurulmalı. Türkiye de çok zeki, çalışkan, gayretli, dünyayla yarışabilecek insanımız mevcut.

Ne yazık ki ulusal başarının geçersiz küresel başarı bekleniyor ve de medyayla tanınmansanız değerinizi bilen olmaz.

Sadece tanınayım demekle de olmaz. Önce işinizin ehli olmalı, fedakâr olmalı, işin içinde bulunulmalı insan.

Yüz naklini gerçekleştiren doktorumuzun başarısını tüm dünya kabul etti. Doktorumuzun başarısının altında yatan en önemli husus kendi işini kendisinin yapmasıdır.

Nakil olacak organı başka ekip, nakli gerçekleştirecek ekibin farklı olması gerekirken bizzat Ömer Beyin organı alması başarıya katkısı olmuştur.

Gece saatinde kendisi Uşak iline giderek, sonrasında Antalya iline dönerek, akabinde operasyona girmesinin, başarılı olmasında katkısı vardır.

Başarı yalnız başına gelmez. Ekip ruhuyla çalışılırsa başarının gelmesinin hızlandırır. Ekibin kenetlenmesini sağlarsanız kendi içinde mücadeleye girişirlerse çalışmalar akim kalır. Çalışmalar heba olur.

Takım ruhunu yakalamak çok mu zor? Takım ruhuyla ilgili olarak on kişinin sesi aynı sesi vermelidir. Farklı ses çıkarsa o kadar çalışmaların nelere mal olduğunu düşünememek akıllı insanların düşeceği durum değildir.

Emeğin karşılıksız kalmayacağını hepimiz dile getiririz. ‘yeraltında ki suyun bir gün keşfedilmeyi beklediği gibi sabırlı olmalı insanlar.’ Der düşünürlerden birisi.

Cevherin işleneceğini bilmek bizlere kalıyor. İçimizdeki yeteneklere hayat vermek görev olmalı.

Yetenekleri öldürmek, ateşi söndürmek basittir. Eğitimcilerin hedefi parlayanı değil, parlayacak kapasiteye sahip gençleri bulmaktır.

Hazır olanı sahiplenmek aslında en kötü haslet sayılmalı. Kendi gayretiyle sınavlarda başarıyı yakalayacak öğrencileri başarı adına sahiplenmek ne kadar doğrudur?

Öyle olmalı ki eğitimci, cevher sahibi olup da ortaya çıkarılamamış öğrencilerin farkında olamadıkları kabiliyetlerini çıkarmaya yardımcı olmalı.

Yetenekleri keşfetmenin yöntemleri vardır. Yöntem bilenler yeteneklerin gizli kalmasına göz yumamazlar.

Ben bulunanla yetinirim de demez. Vicdanında yeteneğinin farkına vardırmalıyım diyerek yeteneği doğrultusunda rehberlik yapar.

Öğrencilere olumlu bakarak ve onlara görev vererek, en basitinden sahip oldukları özelliklerle yüzleşmelerini sağlamalıdır.

Alanıyla veya daha farklı sahalarda ışık gördüğümüzde ışığın parlamasına yardımcı olmak insanidir. En azından onlara kılavuzluk yapmak eğitimcilerin birincil görevidir.

Birinci görevimiz olan yeteneği çıkartmak da beceri ister. Beceri dediğimizde farkına varmak.

Yıllarca gittiğimiz, girdiğimiz, çıktığımız evimizin kusurunu göremediğimiz gibi içimizde ki hazinenin de farkına varamayabiliriz.

Farkına varmak, takım ruhu oluşturmak, faydalı olma yollarını öğrenmek, olanla birlikte olacaklara sahip çıkılırsa gerçekten hizmet büyük olur. Öncelikle ihmale yer olmamalı eğitimcinin beyninde.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..