Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Gizli tanığın dayanılmaz kimliği

Gizli tanığın dayanılmaz kimliği
 

YEĞENİNİ SAT, ABLANI ÖLDÜR ve ERGENEKON'A TANIK OL!


Ergenekon soruşturması ve davası, Türkiye’ye birçok yenilik getirdi.

Örneğin, “gizli” tanık meselesi…

Peki, tanıklar niye gizlenir?

İyi niyetle bakıldığında ilk akla gelen, tanığı korumak ve rahatlıkla ifade vermesini sağlamak olabilir…

Peki, gerçek bu yönde midir?.. Biraz şüpheli ve oldukça tuhaf.

Bu ülkenin yargı organları, Abdullah Öcalan’ı yargıladı.

Gizli-saklı tanık yoktu.

Yassıada Mahkemeleri’nde devrin cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları, milletvekilleri yargılandı.

Gizli-saklı tanık yoktu.

12 Mart ve 12 Eylül askeri mahkemeleri yüzlerce insanı yargıladı.

Gizli-saklı tanık yoktu.

Çok sayıda PKK militanı yargılandı.

Gizli-saklı tanık yoktu!..

Ve… Peki, şimdi niye var?..

Türk mahkemelerinde bugüne kadar en ağır suçlardan yargılanan binlerce sanıkla ilgili olarak mahkemeye gelip ifade veren onbinlerce tanık… niçin korunmadı da, şimdi bu çare [birden bire] gündemin ortasına düşüverdi?..

Bu soru önemlidir.

Bu sorunun cevabı, sorunun kendisinden çok daha fazla önemlidir.

Ergenekon davasının “gizli” tanıklarının kimlikleri yavaş yavaş medyanın sayfalarına düşmeye başladığında bu sorunun cevabı daha da aydınlanacaktır…

GİZLİ TANIĞIN KİMLİĞİ

Dünkü gazete sayfalarında bir Ergenekon’un “gizli” tanığının kimliği [künyesi] yayınlandı… Böylece herkesin kimliğini ve suç dosyasını öğrenmiş olduğu bu “gizlenen” tanığın siciline şöyle bir göz atıyoruz:

Adamın adı Osman Yıldırım.

Gazeteden sicilini okuyoruz:

<ı>18 yaşındaki öz yeğeni Z.G.’yi, 1998’de Kayseri’den alarak gezdirme bahanesiyle Erzurum’a getiren Yıldırım, eşinden yeni genç kızı, 200 TL karşılığında 3 kişiye pazarladı. Genç kızın şikâyeti üzerine yakalanan Yıldırım, 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yıldırım ayrıca, 1989’da ablasını öldürdüğü iddiasıyla 20 yıl hapse mahkûm oldu. 1993 yılında tahliye edilen Yıldırım, Kırklareli’nde de nüfus kâğıdında sahtecilikten hüküm giydi”

Ne dersiniz?..

Sütü-kesik tutmuş bir Haham ile yola çıkıp, nitelikleri tel-tel dökülen “gizli” tanıkların “ifade”lerine dayanarak bu ülkenin en değerli aydın birikimini zindanlarda süründürmenin yaratacağı en büyük zarar, bu insanların uğrayacakları kişisel zararın çok üzerindedir…

Bu zarar, Türkiye halkının adalete uyduğu inancın sarsılması yönündeki zafiyetle ilgilidir.

Bu zarar, sözünün ettiğimiz aydınların ortak düşüncesi olan Atatürk milliyetçiliğinin yıpratılması ile ilgilidir.

Ve bu zarar, içinden geçilen bu dar boğazda “vatanın savunulması” yönünde göğüslerin siper etmiş fedakâr insanların gözden düşürülmesi ile ilgilidir…

Ve bu zarar, ülkenin kendisine verilen bir zarardır… Tam bağımsızlık idealine, demokratik hukuk devleti ilkesine ve laik Cumhuriyetin kazanımlarına verilen en büyük zarardır.

Çünkü, bir şey zarar vermek için yola çıktığınızda ilk yapmanız gereken şey, o şeyi savunan insanları yıpratmaktır…

Gün soğukkanlı olma, doğru düşünme ve kararlılıktan ödün vermeme günüdür.

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..