Global krize sarılmak

Başbakan açıklıyor;
“Geldiğimizde de işsizlik % 10.3’tü, şimdi de % 10.3.
İtiraf..
İşsizlikle ilgili hiçbir şey yapmadıklarının itirafı.

Muhalefetin ve Reel kesimin ülkemizdeki krize karşı önerdiği tedbirlerden biriside KDV oranlarının düşürülmesi.
Bu tedbirleri alması gereken kim ?..
Hükümet..
Nasıl yaklaşıyor bu öneriye hükümet ?..
KDV indirimi yok..

Ne diyor Unakıtan ?..
“Lüks tüketiminiz için benden vergi indirimi istemeyin. Benim vergilerime dokunmayın. Olmaz. Vergi gelirleri düşer..”
Sanki lüks tüketimin kralı olan Mücevher ve pırlanta satışında KDV’yi sıfırlayan bu Unakıtan değil ..
Geçtiğimiz 3 yılda özellikle tekstilde KDV oranları önemli bir oranda düşürülmüş.
Her hangi bir gelir kaybı olmamış.
Bilakis piyasa canlanmış, tekstil sektörü biraz nefes almış. O sektördeki işsizlik hızı yavaşlamış..

Böyle kriz ortamlarında KDV indirilirse ne olur?..
Uzmanlardan dinlediğim kadarıyla;
Piyasa canlanır, alışveriş artar, maliyetler düşer..
2001 krizinde de piyasanın rahatlatılması için, KDV önemli oranlarda düşürülmüş.
Yani kriz ortamlarında KDV’nin düşürülmesi aklı selim her ekonomistin kabul ettiği bir reçete..
Şimdi satacak bir şey kalmayınca, her ay tıkır tıkır gelen KDV miktarlarından olmak ister mi bu hükümet. Hazır para..1 puan düşürse, şu kadar gelirden olacak. Umrunda mı sanki durgun piyasa, işsiz gençler.. Millete dağıtacakları kömür parası nerden çıkacak?..

Yine uzmanlardan dinlediğim kadarıyla; Resesyon dedikleri durgunluk, iki çeyrek dönem üst üste gelen büyüme yavaşlamasının meydana getirdiği bir durum muş.
Bir çeyrek üç ay olduğuna göre ülkemiz en az 15 çeyrektir bu durgunluğun içinde. Dışardan gelen sıcak paranın etkisi ile pek hissedilmeyen bu durum, artık kendisini iyice hissettiriyor ve hükümet de bu duruma seyirci kalıyor. Yani öyle global krizin etkisi ile falan değil ülkemizdeki kriz. Bağıra bağıra geliyordu son 3 - 4 yıldır ve geldi. Global krizde tuzu biberi oldu. Hükümetin yatırımları savsaklayan, işsizliğe çare üretmeyen, para baronlarına faiz dağıtan ve tüm bu olumsuzlukları satıp savma ile geçiştirmeye çalışan politikasının iflas edeceği belliydi. Global kriz olmasaydı da ülkemiz bu ağır ekonomik buhranla inleyecekti. Kömür ve Gıda yardımı, kadrolaşma gibi populist yaklaşımlarla ekonomimizi çok zor duruma düşüren RTE ve kadrosu, global krize sarılıyor. Bu krize seviniyor.. Dünya ekonomik krizi yüzünden ülkemiz bu haldeymiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Yoksa yazımızın başındaki itirafı yapar mıydı RTE?..

Tutarsızlık neresinden bakarsanız bakın sırıtıyor.
“Kriz bize teğet geçti.”
“Hamdolsun durumumuz iyi.”
“IMF’ye ümüğümüzü sıktırmayız.” Delikanlılıkları, körlük ve ekonomi bilmemenin verdiği cahillik yerini IMF’ye yalvarmaya, ve paralarını dışarı çıkarmaya başlayan “yabancı girişimcilere” daha çok taviz vermeye dönüşüyor.

Sıradan bir vatandaş olarak ben bile bu yolun kısır döngü olduğunu, almaya çalışır gibi göründükleri fakat hiçbir zaman gerçekçi bir yaklaşım olmayan “tedbirlerin” aslında kendilerini daha çok girdaba sürüklediğini görüyorum da, onlar görmüyorlar mı. Ya da görüyorlar da başka hesaplarımı var?..
Kimi kandırıyor bunlar?..
Ya da kandırdıklarını sanıyorlar..
AB palavraları, dıştan gelen ve her an kaçabilecek olan para ile yaratılan suni refah, din iman masalları, yardımlar, sadaka kültürü v.s.bunların modasının dolayısı ile kendi modalarının geçtiğini bal gibi görüyorlar..
Görüyorlar ve gündemi ekonomiden, işsizlikten, fakirleşmeden uzaklaştırmak için “Ermenilerden özür kampanyası” gibi her iki taraftan da gerici milliyetçilik kokan tuhaf gündemler yaratıyorlar. Canan Arıtman gibi tombala milletvekilleri de bunlara yardımcı oluyor.

İnsanlarımız bunları tanıyor artık..
İlk Genel Seçimlerde gidecekler belli.
Fakat gidişleri önce yerel seçimlerde olacak..
İnancım ve umudum o..

Saygılar..

21.12.2008