Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Global kuaför diyalogları

Global kuaför diyalogları
 

Kucağında upuzun saçlar, aynanın karşısnda oturuyor. Yanında ben

Ben: Bu saçlar kucağında; ve kafandaki özsaçların Hürrem kızılı. Korkulur senden valla.

O: Yok, korkma… -Yüzünde hınzır bi gülümseme.- Hürrem’de hizaya geldi biliyorsun artık. Bi gün peşkirini giyip çarşıya gitmiş. Yolda “doğan görünümlü şahin” araba görmüş. Arabanın arkasında “asiller azmaz” yazıyormuş. O günden sonra asil olmaya karar vermiş. Hem zaten o zaman çok gençti. Anırıp duruyordu vara yoğa.

Ben : Hımmm… -kadının kucağında bakışlarım-

O: Kucağımdaki saçları merak ediyorsun değil mi? Cezayirli bi kadının saçları.

Ben : Fransız mısın? Yolmuşsun Cezayirli kadını.

O: Yok ayol nerden çıkarıyorsun, öz be öz Türküm. Baksana saçlarımı da Hürrem kızılı yaptım.

Ben: Ama Hürrem Ukraynalı değil mi?

O: Hayır Türk. Osmanlı’da Türk, bilmiyor musun?

Ben: Evet evet sahi ya! O yeeeaaa, onu da Türk yaptık.

O: Hem neden Fransız olacak mışım ki? Bak bu Cezayirli kadının saçlarını çok ucuza aldım. İki yüze. Kuaför, iki kere boyadı kaliteli İngiliz boyasıyla, rengi tutturmak için. Yoksa saçlar kömür gibiydi.

Ben: İyimiş…

O: Ne uzatcam bele kadar saç. Manyak mıyım?

Ben: Evet manyak mısın afedersin ve fakat niye bele kadar saç takıyorsun, üstelik Hürrem kızılı. Senden korkabilirim.

O: Takıntılı mısın nesin? Artık o asil oldu diyorum ya. Doğan görünümlü şahin felsefesi, Hürrem’e doğru yolu gösterdi. Asiller azmaz. Hem o zaman çok gençti, toydu, hayatı bilmiyordu. Cadılığın makbulü “asil elbise giyilen” ile yapılanıdır. Diğeri aptallıktan başka nedir ki?

Ben: Evet öyledir.

Kısa bir sessizlik…

Birinin kızı oldu galiba…

Ben: Yaaa evet. Carla'da hamileymiş 43 yaşında. Yeni iktidara doğru, Habil’mi, Kabil'mi doğuracak, yoksa boş mu? Fransızlar’a sadece umudu mu pompalıyorlar?

O: Vay anasını sayın seyircilerrrr!

Ben: Anlaşıldı sen de çocukluğu yetmişli yıllarda geçenlerdensin...

O: Nerden biliyorsun?

Ben: Halit Kıvanç yetmişlerde çocuk olanların beynine sesi ve deyimleri ile yer etti de ondan. Memleketin Sümerbank kılıklı sunucusu idi. Memleketin tek sesli, ve sözde çok partili, -sağ, sol- sesiydi. Ondan başka sunucu yoktu. Öyle ki, ciddi ciddi onun ölümsüz olduğunu düşünürdüm. TRT Pazar şovları, 23 nisan şenlikleri, futbol yorumcusu…

O: Evet evet… doğrusun!

Ben: Böyle imalı laflar etme çok gücüme gidiyor. Bütün bu kurnazlıkları Hürrem’den mi öğrendin?

O: Yok be, sen de çok gerilere sarıyorsun kaseti.

Ben: De mi kasetler yine gündemde?

O: Evet. Vallahi çok kınıyorum, bu seks kasetlerini.

Ben: Hangisini? Seks yapanı mı, kasete çekip halka sürene mi, yoksa KK nın Van’lı çocuğa heh he eheee çapkın mısın, sakın senin de kasetin çıkmasın demesini mi?

O: Biz ailecek ortanın solundaydık. Hâlâ da öyle

Ben: Bi de dairenin merkezi, üçgenin köşesi şıkları var.:)

O: Bugün 27 Mayıs!

Ben: Evet yaaa! Baksana Yeniçeriler de yapmış 27 mayıs. Bahar mı, güz mü, kış mı? Sülüman bastırmış ama…

O: Şimdi sünnet kına gecelerinde çocuklara Sultan Süleyman kıyafeti giydiriliyormuş.

Ben: Ah ne hoş!

Kısa bi sessizlikten sonra

O: Biz de kır düğünü yapcaz, kırmızı eti, şarabı, havai fişeği falan kişibaşı 45 tl. Bak beyaz et dersen 35 tl oluyor.

Ben: İyimiş... Havai fişek Çin malı mı?

O: Bilmem, ne fark eder ki? Çok detaylara takılıyorsun. Bak, bi de fotoğrafçısı var. Doğal ortamda falan çekiyor adam. Kâh deniz kenarı, kâh konteyner içinde, kah sirkte. Sen hangisini tercih edersen. İki buçuk milyar da o.

Ben: Millet de para yok vallahi.

O: Şaka mı yapıyorsun? Bu kadar şey az parayla mı olur. Daha gelinliği ayakkabısı şusu busu. Para var. Senin para anlayışın da, tööbe

Ben: Yok, bu kadar para harcanırsa tabii para olmaz demek istiyorum.

O: Yok kardeşim yok, para var. Kimse kimseden borç istemesin diye, para yok diyorlar.

Ben: Tabii para da, güzellik gibi göreceli bi kavramdır. Başkasının ucuz dediğine siz pahalı dersiniz, bi başkasının pahalı dediğine ucuz denilebilir.

Ben: Yav, onu bunu bırak da bu kır düğünleri de nerden çıktı böyle. Benim bildiği köylerde; köy düğünü, şehirlerde; otel düğünü, düğün salonu, varoşta kahvehane düğünü vardır.

O: Holivud filmlerini izlemiyor musun? Romantik komedileri. Kaçak Gelin: Culya Rabırts, kasımda aşk başkadır, v.s. onlar hep, kır düğünü ile evlenirler. Babalarının kollarında gelirler, damada teslim eder. İşte o da ordan kaynaklı.

Ben: Evet anlıyorum. O yeeaaa ve de veri guuddd!

Kuaför; Saçlarınız nasıl oldu?

Ben: Süper oldu, teşekkür ederim. Ve size iyi günleeerrrrr….

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..