Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Global sermaye neden "Türkiye" dedi?

Global sermaye neden "Türkiye" dedi?
 

ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerin dünya ekonomisindeki ağırlığı gittikçe azalırken, Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkeler dünya ekonomisinde giderek daha fazla pay kapıyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerinden derlenen bilgilere göre, ABD'nin dünya ekonomisindeki payı, satın alma gücü paritesine göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (SGP-GSYH) bazında, 1980'de yüzde 24, 585 iken, 2011 yılında yüzde 20'nin altına yüzde 19, 884'e gerileyecek. 2015'de ise yüzde 18, 4'ün altına inecek.

Dünya ekonomisinden aldıkları pay, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Belçika gibi ülkelerde daha dramatik bir şekilde düşecek. İşte bu ülkelerin payları 1980-2015 yıllarındaki payları aşağıdaki gibi olacak.

1980( % ) / 2015(%)

ABD : 24, 85 / 18, 40

Japonya : 9, 17 /5, 15

Almanya : 6, 68 3, 42

İngiltere : 4, 29 /2, 74

Fransa : 4, 72/ 2, 62

İtalya : 4, 47/2, 08

Belçika : 0, 85 /0, 47

Çin : 2, 19/16, 96

Hindistan: 2, 45/6, 28

Türkiye : 1, 025/1, 232

G7 Ülkeleri* : 56, 30/36, 00

BRIC : 14, 53/29, 05



*G7 Ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada)

*BRIC Ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin)

BRIC Ülkelerinin ekonomisi 2023’te % 50’lere dayanacakken, G7’ler % 25’lere inmesi hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Bu durumda yeni dünya düzeninin nerede odaklanacağını anlamak o kadar zor değildir.

Bu geleceği gören global sermaye, ABD ve AB eksenindeki G7’leri terkedebilir. Bu durumda global sermayenin merkezini de değiştirmesinde bir sakınca yoktur.

Dünya’nın merkezi Hindistan-Çin-Rusya üçgeninde kurulacağı işte global sermaye tarafından da öngörüldüğünden dolayı 11 Eylül saldırısından sonra Afganistan ve Irak’a ABD’nin girmesinin nedeni daha anlaşılırdır. Bu iki ülke arasındaki koridor işte dünya enerjisinin dağıtım merkezine dönüşecektir. Bu bağlamda Türkiye ve Rusya bu dağıtımda coğrafyasında bu yeni merkezle AB ve ABD arasındaki iki bağlantı noktaları olacağından dolayı Rusya’yı muz cumhuriyetlerine çevirmeyi başaramayan global sermayenin odak noktası Türkiye haline dönüştürmüştür. Şimdi Türkiye’de son 10 yıllık gelişmeleri ve yine 2008’den beri yapılan açılımları, BOP gibi proje ve propagandaları bu kehanetle birleştirirsek taşlar yerine oturacaktır.

1980'de 13'üncü büyük ekonomi olan ve sıralamada, Hindistan, Meksika, Kanada, İspanya gibi ülkelerin gerisinde kalan Çin, o tarihte İtalya'nın yarısı kadar satın alma güce paritesine göre GSYH'si vardı. 2015'de İtalya'nın 8, 5 katı, ABD'ye yakın bir SGP-GSYH düzeyine ulaşacak.

Türkiye'nin dünya ekonomisinde 1980'de aldığı yüzde 1, 025'lik pay, 1992 yılında yüzde 1, 188'e, 2010 yılında yüzde 1, 274'e çıkarken, 2015 yılında yüzde 1, 232'ye inecek ama 16'ıncılıktaki sırası değişmeyecek.

Buraya dikkat!! Türkiye’nin payının 2015 yılındaki payın, 2010’dan düşük gösterilmesinin nedeni bu süre içinde Türkiye’nin kendi içinde yaşayacağı krizlerin öngörülmesinden olabilir mi???

Türkiye’nin kulvarında olan BRIC ülkelerinin payı 2015’te % 29 olurken, bu dört ülkenin ortalama payı % 7.25 dir. Türkiye’nin ki ise %1.232 ise bunu başarı gösterenler abartıyor.

Türkiye’yi önemli hale getiren en etkili unsur, geleceğin coğrafyası olacağı çok net olan Ön ve Orta Asya’nın Kuzeyini zaten kapmış olan Rusya’nın Güney’e de hakim olmasını engellenmesinin yolun coğrafi olarak başında olmasıdır.

Tehlike her ne kadar uzaklaşmış gibi görünse de Global sermaye için en büyük risk komünizmdir. Ve Rusya hala potansiyel komünisttir ve o kadar güvenilir değildir.

Şimdi düşünün! Karşınızda bu coğrafyaya ilişkin olarak Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye var. Hangisi liberal politikalar için en güvenilir ülkedir? Tabi ki Türkiye..Bu konuda Türkiye onlardan 5 gömlek öndedir.


ABD ve batı bu kriz boyunca Türkiye’den daha devletçi davranmış, batan şirketlere müdahale ederek piyasa ekonomisinden uzaklaşmıştır. Bu yapılan yardımların karşılığında şirketlerin hisselerinin ipotek alınması, ABD’nin bu devletçi yaklaşımının sonucunda ödenemeyen bu kredilerin karşılığında bu hisselere el konması kamulaştırma anlamıne gelecektir. Türkiye, devletçi politikadan uzaklaşma ve piyasa ekonomisi ilkelerine batıdan daha sıkı bağlıdır. Bu bağlamda global sermaye için Türkiye bu ülkelerden daha çok güvenilirdir.

Şunu çok net ifade etmek istiyorum ki: Türkiye’nin Rusya ile anlaşıp “Bu enerji hatlarını beraber yöneteceğiz” demesi ABD ve AB için savaş nedenidir. İşte bu nedenlerle Türkiye’yi kaybeden artık anlaşılmıştır ki bu coğrafyayı kaybeder. Bu bağlamda ABD ve global sermaye Türkiye’yi AB’ye sokmak derdinde değil, bu yeni dünya düzenin coğrafyasında lider konumuna sokmak, eksenini doğuya çevirmek ve Türkiye üzerinden bu bölgede hüküm sürmek hatta buraya taşınmaktır.

Siz sermaye sahibi olsanız cari açık ve borçlar nedeniyle paralarının değerini önümüzdeki yıllarda sürekli olarak düşürmek zorunda ve batma garantisi net görülen bu ülkelerde mi yoksa parası bu yükselme zorunda olan ve daha liberal politkalara sahip Türkiye'ye mi gidersiniz?

İşte bu nedenledir ki önümüzdeki yıllarda paralarının değeri eriyip gidecek bu ülkelerde sermaye durmak istemeyecek olup yavaş yavaş TL’ye geçmeye başlarsa şaşırmamak lazım.

 
Toplam blog
: 105
: 3914
Kayıt tarihi
: 05.11.08
 
 

İ. Ü. İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler 1989 mezunuyum. 1993'ten beri uluslararası fındık ..