Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Glu glu dansından tencere tava hep bir havaya

Glu glu dansından tencere tava hep bir havaya
 

Erbakan; Susurluk skandalı üzerine gerçekleştirilen 'sürekli aydınlık için bir dakika karanlık' eylemini “gulu gulu dansı yapıyorlar” diye yorumlamıştı. (1996)

Erdoğan; Taksim olayları ile ilgili olarak protestolarını göstermek için tencere ve tavalara vurarak yapılan eylemi “tencere tava hep bir hava” olarak yorumladı.(2013)

Zihniyette hiçbir değişme olmadığını görüyoruz.

Bu İnsanlar niye böyle yapıyorlar. Dertleri nedir diye düşünen, araştıran bir devlet yetkilisi göremedim.

Halen üç-beş ağaç lafları ediliyor.

Halen topçu kışlası konuşuluyor. (Yıkılan kışla yeniden yapılacakmış, İnönü stadı da o dönemde ahırlar yıkılarak yapıldı hazır stad da yıkılıyorken oraya yıkılan ahırları da yeniden yapın o zaman.)

“Topçu Kışlası tarihe ve kültüre sahip çıkmaktır.” Diyen Başbakan Marmaray çalışmaları sırasında ortaya çıkan ve İstanbul, Türkiye ve hatta Dünya tarihi için çok önemli eserlerin çıktığı Yeniköy deki tarihi eserlerle ilgili olarak “Üç beş çanak çömlek”, Marmaray'ı 4 yıl geciktirdi demişti. Tarihe ve kültüre sahip çıkmak konusunda inandırıcı olamıyor.

Vay efendim İstanbul’da Üniversite kurmak için ağaçlar kesilirken neredelermiş, Ceylan otel yapılırken neredelermiş.

Evet, o zaman yeteri kadar belki de hiç tepki gösterilmemiş olabilir. Ama o zaman tepki gösterilmedi diye İnsanların ömür boyu susması mı gerekiyor.

Varsa yoksa Ekonomik göstergeler, yatırımlar, borsa yani para, para, para.

Paranın önemini inkar eden yok, paranın nasıl dağıtıldığını da şimdilik sormayalım.

Peki, insan hakları, düşünce inanç özgürlüğü, fikirlerini söyleyebilme özgürlüğü, yaşam şekline müdahalenin olmaması talepleri de mi olmasın. Horlanmaya, küçük görülmeye, içeceği içkiden doğuracağı çocuk sayısına kadar her şeye karışılmasına da mı tepki gösterilmesin.

“Biz dayatma yapmayız. Ortaya tercihler koyar bunu sonuna kadar savunuruz.” Derken bile bir dayatma içinde olduğunuzun farkında olmadığınız için, ortaya koyduğunuz tercihlerin “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” şeklinde olduğunu göremediğiniz için (ya dindar ya tinerci, ya taraf ya bertaraf ),Genel Başkan yardımcınızın sözleriyle “tamamen gelişigüzel” söylediğiniz “iki ayyaş” lafının insanlarca nasıl algılanıp kırılganlık ve üzüntü yarattığını da göremediniz.

Biz bir Başbakanın günler, haftalar, aylar ve hatta yıllar sonrasını görerek politikalar üretmesini, ülkeyi yönetmesini beklerken gördük ki siz sabahleyin, öğleden sonrasını bile göremiyorsunuz. (Üçüncü köprü temel atma töreninde “çapulcular”, ne yaparlarsa yapsınlar biz kararımızı verdik oraya topçu kışlasını yapacağız derken olacakları göremediniz. Esad iki aya kadar düşer dediniz adam iki yıldır ayakta duruyor.)

Söyleyecek o kadar çok şey var ama şimdilik bu kadar yeter.

Bırakın artık para, para demeyi, bu kadar hizmet yaptık bize reva görülen bu mu demeyi de etrafınızdaki danışman ve bakanlarınıza danışmadan, o baş belası dediğiniz Twitter ve facebook ta fikirlerini ifade eden gençlerin neler istediklerini bu eylemleri ne için yaptıklarına bir bakın.

Halen biz ileri demokrasi için şunu yaptık bunu yaptık diyebilirsiniz ama demek ki ya yanlış yaptınız ya da yeterli değil.

Sizin yaptıklarınız ya da söyledikleriniz değil de insanların ne algıladıklarının daha önemli olduğunu ne zaman anlayacaksınız.

 
Toplam blog
: 92
: 956
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Ülkemin içinde bulunduğu ve gitmekte olduğu yerden rahatsızım. Atatürk ilke ve devrimleri doğrult..