Go, See Become (bir şans daha)

Orijinal ismi Va, Vie Et Devien ingilizce ismi Go, See Become olan Türkçesi Bir Şans Daha olarak çevrilen Brezilya yapımı film de Etiyopyalı Yahudilerin bir operasyonla İsrail’e getirilmesi konu alınıyor. Baş karakterimiz 8 yaşındaki Scholomo ise anne ve vatan ayrılığından sonra yaşadığı zorlukları kimlik arayışını konu alan farklı bir yapım.

Bir Şans Daha, Afrika sıcağının altında su bulmakta bile zorlanan ve ırklarının farklı olması dolayısıyla ölümle burun buruna gelmiş Etiyopyalı Yahudiler bir toplama kampında bekletilip, orada yaşamak zorunda olan diğer insanların farklı bakışları arasında yolculukları başlıyor.

Bu arada bir annenin küçük çocuğunu kötü koşullar yüzünden ölümüne tanıklık etmesi, diğer bir annenin çoçuğunu bu yokluktan kurtarması için bir fırsat olabiliyor. İstemeyerek de olsa oğlunun bu hayattan kurtulması için, oğlunu kaybeden kadının eline tutuşturuyor. Birbirinden hiç ayrılmak istemeyen bakışlar sonrasında gerçek annesini geride bırakıp, bilinmeyene yolculuk başlıyor.

Filmin geneline yayılan bu etkileyici ve bir o kadar da rahatsız eden sahneleri izlerken bize doğru olarak algıladıklarımız durmadan değişmek zorunda kaldığını görüyoruz. Hayatını sürdürmek zorunda olan bir çocuğun hiç tanımadığı bir kadına anne demesi ve bundan daha zor olan ise, hiç bilmediği bir ırktan olduğuna önce kendisini daha sonra da kendisini sorgulayan din adamlarını inandırmasına gerekiyor ve bir şekilde yaşaması için doğru olan tamamıyla gerçek bir yalanaq tanıklık ediyoruz.

Hiçbir şey bilmediği bir kültür içinde kendine yer bulmaya çalışan Scholomo, uzun bir süre adaptasyon sorunu çekiyor. Kendini buraya getiren annesinin ölümden sonra ise kendini tek başına hisseden kahramanımız bir aileye evlatlık olarak veriliyor. Kendine sunulanları kabul etmekte zorlanan ve okulun da yaşadığı etnik ayrımclık sonrasında güçsüz kalan Scholomo’ nun en büyük destekçisi kendisini evlatlık alan aile oluyor.

İçindeki özlemi dindiremeyen ve her gece gökyüzüne bakarak geride bıraktığı öz annesini düşünen Scholomo kendi kendine geri dönmeye söz veriyor. Hiç bilmeden ortak olduğu bu yalanı devam ettirip ettirmeme konusunda çelişkiye düşer ama bu gerçeklere ne kendi ne de beraber yaşadığı aile buna hazır değildir.

Büyüdükçe geri dönme isteği daha da artar ama yaşamak zorunda kaldığı farklı kültürün kurallarını da yerine getirmeye başlamıştır. Gitgeller arasında geride bıraktığı çoçukluk yılları sonrasında hayattan ne istediğine karar veren Scholomo içinde her zaman annesinin özlemini dindiremez.

Filmi kısaca bir anne-oğul hikâyesi olarak tanımlamaya çalışırsam filmin içinde yer alan sosyal, politik, dinsel, psikolojik göndermelere kesinlikle haksızlık etmiş olurum.140 dakika boyunca insanı farklı duygular içinde inandığımız her şeyi sorgulamak ve hep bir arayışın eseri olduğumuzu gösteren bir yapıt.
Dinsel öğelerin insan hayatındaki değer yargılarını ne kadar değiştirdiğini ve öteki olarak nitelendirdiğimiz bizden farklı olanlara karşı takındığımız eylemlerin kendimize yansımasını toplumsal anlamda görmemize yardımcı oluyor. Ayrımcılığın sosyal hayatta aynı dinden olsanız bile kültürel farklılıkların insanların çevresinde yarattığı etkiyi ve bir kimlik arayışını gözler önüne seren bir bağımsız sinema eseri...

NELER BULABİLİRSİNİZ
Farklı kültürden olan Yahudilerin tek bir toprak üzerinde birleşme çabası içindeyken kendi aralarında düştükleri ayrımlar. Dinsel anlamda sorgulanmayan kesin doğruların insanların tercihlerini ne kadar etkilediğinin yansıması.
Afrika kıtasında yaşanan sorunların ve çıkış yolu aramanın hikâyesi.
Kimlik arayışında olan ve sonsuza kadar saklaması gereken bir sır ama diğer yandan reddedilmeyecek gerçekler.
Ötekilerin hikayesi,
Bir tutkunun hikayesi sabırla özlemle beklenen bir günün gerçek olması için çekilen ayaklar altına alınan her şeyin dramatik hikayesi...