Yazdıklarımın yarısı kadar yaşayabilmek. O kadar da iyi yazmam halbu ki değil ki yaşamak sanat olsun, ben onu hiç beceremem. Yeni bir uyanış, silkiniş ya da ölüşü bekliyorum, yollar kayıyor ayaklarımın altından, ben yürümüyorum. Hep aynı yerdeyim. Kafamın üstünde gün ve gece yer değiştiriyor. Kaç yaşındayım? 19.. Üniversite ö..
Haydi Anne!
Onun bir gün gideceğini bilmek beni çok yaralıyor.. Ah annem ah.. Mutlu edebilsem seni geç olmadan.. Elinize sağlık..
09 Aralık 2008 20:51Siz de takılır mısınız bazan?
çünkü ben de kopya çekemediğim için bütün bir sınıfın geçtiği derslerden kalan bir kaç kişiden biriyim, çünkü benim yazılarım da kopyalanıp başka sitelerde yayınlanınca inceden mutlu oluyorum ne var ki orta okula giderken yazdığım ve artık hiç beğenmediğim şiirler çoğu:)
09 Aralık 2008 20:19Aşkın simyası
ve ne kadar güzzel söylemişsiniz mutlaka alıntı yapacağım yazınızdan "Aşk toleranstır. Bireyin yanlışlarını doğrulayıcı bir tolere mekanizması vardır aşkın o tanımsız tanımında." o kadar çok tolere edildim ve o kadar çok tolere ettim ki aşkın içinde. Kimi zaman düşünüyorum da sanırım bu korkutuyor insanı. Ben nasıl oluyor da bu kadar affedici kesiliyorum, başka birisine yapmadıklarımı nasıl bu kadar kolay yapabiliyorum diye sorup "değişmek" korkusuna kapıdığında insan, bu tolere mekanizması tanımı çok işe yarayacaktır eminim.
09 Aralık 2008 20:05- Toplam blog
- : 12
- : 425
- Kayıt tarihi
- : 04.12.08