Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '10

 
Kategori
Güncel
 

Göçmenin Kurban Bayramı

Göçmenin Kurban Bayramı
 

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN


Bugün bayram. Sabah saat yedide uyandım. Bayramlık elbisemi giydim. Hemen banyoya geçip abdestimi alarak, aşağıya, mutfağa indim. Kahve suyunu koydum ocağa. Su kaynayıncaya kadar kahvenin altına bir dilim ekmek yedim ve kahvemi içtim. Saate baktım, daha bir saatten fazla zaman var bayram namazına. Normalde vakit namazlarını kılmadığım halde, “Bayram günü bari dini vecibelerimizi yerine getirelim” diyerekten sabah namazını kıldım.

Bayram namazına kırk beş dakika kala dışarı çıktım. Hava buz kesiyor. Arabanın camları buzlanmış, hem de cıncık gibi. Camları kazıdım, çıktım yola. Normalde cami bana on dakika çeker. Fakat sabahları yollar çok kalabalık oluyor. Sinyalizasyon lambalarının olduğu kavşaklarda kuyruklar oluşuyor. Erken çıkmakta fayda var. Tahmin ettiğim gibi yollar çok kalabalık. Camiye ancak yirmi dakikada varabildim. Cami çarşıya yakın bir yerde. Ayrıca okul saati. Park yeri bulmak mümkün değil. Bir kilometer ötede, Marokanların camiine yakın bir yerde ancak park yeri bulabildim. Tabana kuvvet camiye kadar yürüdüm. Yılın en soğuk günü galiba.

Namaza on dakika kala içeri girdim. Hoca kürsüde kurbanla ilgili vaaz veriyor. İçerisi tıklım tıklım dolu. Allahtan oturacak bir yer bulabildim. Hollanda’daki Diyanet camilerini ben biraz Selçuklu külliyelerine benzetirim. Fiziki olarak değil, ama işlevsel olarak. Adı camidir, fakat, ibadetle birlikte, birçok başka etkinlikler için de kullanılır. İçeri girince sağ tarafta bir çay ocağımız var. Hemen onun yanında ufak bir soğutucu dolap; bu dolap markette satılan sebze ve meyvelerin muhafazası için kullanılır. Az ilerde çatı kata açılan bir kapı. Çatı kattaki iki odadan biri berber olarak, diğeri yönetim kurulunun toplantılarında kullanılır. Büyük bir kısmı da depo olarak kullanılır. Tam giriş kapısının karşısında büyükçe bir kapıdan, ibadethaneye ve gençlerin boş vakitlerini değerlendirdiği salona açılan bir hole geçilir. Holün sağında ibadethane, solunda da salon bulunur. Bu salonda, tart, satranç, masa tenisi ve bilardo oynanır. Amaç, gençlerin sokaklardaki zararlı yerlere gitmelerini önlemektir. Ayrıca bu salon gerektiğinde konferans, toplantı ve düğünler için de kullanılır. Hole girişin hemen solunda abdesthane ve tuvaletler var. Ana giriş kapısının solunda genellikle yaşlılar tarafından kullanılan ufak bir salon var. Burda, çayını, kahveni içer, gazeteni okuyup, televizyon seyredebilirsin. Hemen onun yanında da ufak bir bakkal dükkanımız var. Anlaşılacağı üzere, cemaat bu binada, temel ihtiyaçlarının birçoğunu karşılayabilir. Ayrıca, her ülke ve meshepten insanlar ibadet için buraya gelirler.

Bir Hollandalı, vakit namazlarına dahi çocuklarıyla gelir. Sekiz on Pakistanlı, birkaç Afganlı, birkaç Afrika ülkelerinden... Yani cemaat yelpazesi epeyce geniş. İmam ihtiyacımız Diyanet tarafından karşılanır. Gelen imamlar aydın ve vizyonu olan insanlardır. Cemaatin, özellikle de çocukların dini ihtiyaçlarını karşılamaları açısından faydalı olduklarına inanıyorum. Her bayramda, namaza başlamadan önce, caminin temel ihtiyaçlarını karşılamak için yardım toplanır. Herkes gönlünden kopanı verir. Yine öyle oldu. Namazın edasından sonra bütün cemaat sırayla bayramlaşır ve rituel sona erer. Kurban bayramalarında, cemaatin bir kısmı hazırlıklı gelir ve namazdan sonra hemen kurban kesim yerlerine giderler. Ben kurban vekaletimi bir markete verdiğim için eve geldim. Kurban kesdilip gelince bana telefonla bildirecekler, ben de gidip alacağım. Çocuklarla bayramlaşıp, kahvaltımızı ettikten sonra akşama kadar marketten telefon bekledim. Bu arada, eş-dostla ve Türkiyeyle telfonla bayramlaştım. Bayram işgününe rastladığı için, bayram ziyaretleri haftasonuna sarktı. Benim gibi işsiz olanların, hafta sonuna kadar oturup televizyon izlemekten başka çaresi yok. Böyle bayramın tadı olur mu ey dostlar! Şimdi, Erzurum’da çalışıp, Kayseri’ye bayram ziyaretine gitmek vardı. Şimdi; yaşlıları, kimsesizleri, yetimleri sevindirmek vardı. Şimdi; kapı kapı dolaşan bayram çocuklarına şeker, harçlık vermek vardı. Şimdi; rahmetli anamın mezarında iki damla gözyaşı döküp Fatiha okumak vardı. Televizyon karşısında pinekleyerek bayram mı kutlanır? Allahtan, eş-dostun akşam ziyaretleri, birazcık olsun bayram olduğunu hatırlatıyor bana. Bir de hafta sonunu iple çekiyorum. Burda asıl bayram hafta sonu olacak. Herkesin bayramını kutluyorum.
 
Toplam blog
: 30
: 733
Kayıt tarihi
: 11.09.10
 
 

1959 Nevşehir/Ürgüp doğumluyum. 1980 Eskişehir Eğitim Enstitüsü mezunuyum. Türkiye'nin çeşitli yerl..