- Kategori
- Güncel
Göçükte kalan çiçeklerin ardından
Zonguldak Kilimli Beldesinde Türkiye Taş kömürü Müdürlüğü’ne ait ( TTK) Karadon Kömür Ocağında 17 Mayıs 2010 günü yine bir grizu patlaması oldu. Bu Grizu patlamasında 30 vatandaşımız göçük altında kalarak can verdiler. Ne yazık bütün uğraşmalara rağmen 72 saat sonra ancak cesetlerine ulaşabildi. Tam 30 can, yüreklere bir kez daha ateş düştü. Yan anam yan. Ağıtlar yakıldı, çoluk, çocuk perişan…
Göçük altında kalanların hepsi de işsiz, güçsüz fakir insanlar. Kömür ocaklarında çalışmayı ölüm pahasına da olsa bu Ocaklarda, 540 metrelerde ter dökmeği göze almışlardır. Memleketimizde Kömür Ocakları’nda 1913’ten bu yana meydana gelen grizu patlamalarında bugüne değin yapılan araştırmalara göre 774 kişi yaşamını yitirmiştir.
Genel olarak bu patlamalarda ihmal vardır, tedbirsizlik vardır. Memleketimizde süregelen işsizlik sonucu bu ölümler meydana geliyor. Zonguldak Karadon Maden Ocağı’nda meydana gelen patlama sonucunda, göçük altında kalan işçilerimizin her birinin ayrı ayrı öyküleri vardır. Her birinin ayrı ayrı sorunları vardır, Çocukları böbrek hastası olanlar vardır. Nişanlı olanlar, evlenmek için bir miktar para biriktirmeye çaba gösterenler vardır.
Televizyonda bir babanın feryadı yürek yakıyor. Kilimli Beldesi Maden Ocağı’nda bekleyen ailelerden yükselen acı feryatlar yürekleri yakıp geçiyor. “ oğlum oğlum” diyerek ağıt yakan 24 yaşındaki Erkan Taşdemir’in babası Hüseyin Taşdemir, çaresizce oğlundan gelecek haberi beklediğini gözyaşlarıyla ifade ediyor. Oğlunun iki yıllık evli ve eşinin de 6 aylık hamile olduğunu anlatıyor.
Yine bir başka işçilerden Veli Akyüz 38 yaşındadır. Nişanlıdır, bir miktar para biriktirmek için çalışıyor, 6 Haziran’da evlenecekti, o da ne yazık ki göçük altında kaldı. Aynı Maden Ocağı’nda oğlu ve iki damadı göçük altında kalan Ahmet Aklin ise feryatları göklere yükselerek yürekleri dağlıyor. Acılı, hüzünlü ve karamsar bir bekleyiş içinde. Feryat ederek şöyle diyor:
“ Ben yıllarca kaçak kömür ocaklarında çalıştım. Onların şu anda ne durumda olduklarını çok iyi biliyorum.. Allah’tan ümit kesilmez, ama tecrübelerime dayanıyorum. Kesinlikle kurtulma şansları yok. Çünkü çok sağlıksız ortamlarda çalışıyorlar. Oğlum ve damatlarımın geri döneceklerine pek ihtimal vermiyorum. Şimdi çocuklarına, ailelerine ben bakmak zorunda kalacağım” dedikten sonra sözlerine şöylece devam ediyor: “Bizim çocuklarımız ölebilir, ama burada gerekli tedbirler alınsın, ekmek parası için yerin metrelerce altına giren geçlerimiz ölmesin” diyor.
Kömür ocaklarında çalışan işçilerimizin dertleri ve sorunları bitmiyor. Geride kalanların acılı feryatları yürekleri dağlayıp geçiyor. Ne var ki ateş düştüğü yeri daha fazla yakıyor. 30 vatandaşımızı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz millet olarak. Göçük altında kalanlara Allah’tan rahmet, ailelerine, dost ve yakınlarına, sevenlerine başsağlığı diliyorum. Yüce Mevla’m başka dert, acı vermesin…
Ben bu satırları yazdığım sıralarda Ankara’dan Aydın eski milletvekillerimizden Sayın Mustafa Kemal Yılmaz, beni telefonla arıyor.
“Çok üzgünüm, yakınlarına başsağlığı, ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum” diyor. Sayın M. Kemal Yılmaz’ ın Kömür ocaklarında ölerin anısına yazdığı birkaç şiiri vardır. 1940 yılında atandığı Bartın’da Bartın Çiftlik Köyü’nde iki yıl öğretmenlik yaptığı günlerde, o yıllarda kömür ocaklarında hayatını kaybedenlerle ilgili şiirler yazmıştır. Bunlardan “GÖÇÜK'TEN” başlıklı şiirinden birkaç dize alıntı yaparak bu güzelim şiiri sizlerle burada paylaşmak istiyorum.
Göçük’ten
Gökyüzü ayaklarınız altında benim
Dünyam yaratılmış burada yeniden
Duruverdi bir noktada zaman, sonrası ve öncesi
Köşe, bucak
Oldum olasıya ezik dörtgen
Gündüzü ve gecesi
(…….)
Üzerime çevrildi kömür gözleri
Yüz tane, belki bin tane vardı
Ölüm alışık sokuldu yanıma
O mu beni sardı?
Ben mi onu sımsıkı kavradım
Böylesi de olurmuş yaşamanın demek
Tamam, işte ölünce sevmek
Nasıl kalem tutsun ama üşüyen eller
Gelip de ben yanayım bari sobada
Sınıfların yine ılıcak olsun
Köyümün beyaz okulu benim
Yeter ki küçük kardeşlerimi
Sen, durma okut öğretmenim…
1- M. Kemal Yılmaz / Umurlu Çiçekleri, Aydın 2001.
2- Kömürde Açan Çiçek / Hamit Kalyoncu Zonguldak- 2005..s.490-492,