Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Godot' yu beklemek

Godot' yu beklemek
 

"Gene de bir uğraştır beklemek. Bekleyecekbir şeyi olmamaktır korkunç olan."* Bekleyecek bir şeyi olmamak, bomboş bir yaşam demek değil midir?
Yaşam hep bir şeyleri beklemek ve bir şeyleri ertelemekle geçmiyor mu?
Beklerken ya da ertelerken bir şeyleri, zamanın avuçlarımızdan akıp gittiğininin ayırdına varamıyoruz.

Kafka'nın romanları beklemek üzerinedir. Kahramanları hep bir şeyler bekler. Kimi DAVA'sının sonunu, kimi ŞATO'ya girebilmeyi, kimi de azıcık SEVGİ.

Sadece kahramanları değil, özel yaşamında da hep beklemedi mi Kafka? Önceleri babasının, sonraları aşık olduğu kadınların kendisini sevmelerini... Felice'nin, Milena'nın mektuplarını yana yakıla beklemedi mi?

Yaşantımızdan çalan bekleyişler vardır birde. Günlük yaşamın bir parçasıdırlar. Otobüs duraklarında, bankalarda, ATM kuyruklarında, trafikte, gişelerde, market kasalarının önünde beklerken yaşamımızdan ne çok zaman yitirdiğimizi biliyor muyuz?

Heyecanlı bekleyişler en güzelidir.Mutluluk kat sayımız yükselir. Asker yolunu, düğün gününü, sınav sonuçlarını, telefonun çalmasını, bir bebeğin gelişini beklemek...

Çoğu bildik biridir beklenen.
Bazen de hiç bilmediğimiz, hiç gelmeyecek biridir:Godot gibi.
Aslında hepimizin beklediği bir Godot olması, acı da olsa bir gerçek değil mi? Ve çoğumuzun birer Vladimir ya da Estragon olması hiçliğin varoluşsal bir sorun olduğu anlamına gelmiyor mu?


*C.PAVESE
 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..