- Kategori
- Güncel
Göğü döven ağıtlar !
Burada; uyku sanır, ölümü çocuklar!
Ta ki, denk düşünceye dek, herhangi bir yerde, herhangi bir şekilde, adam adama.
Ve sanmanın ötesine düşer çocuk ve çocukluk!
Ölümdür uyku.
Uykudur ölüm.
Ve burda;
Kendini düşte sanırsın,
Sevdiğini sayıklarsın,
Sesini kısarsın,
kıstıkça yanarsın.
Burada, ağıtlar yakılır, ağıtlar dinlenir çok zaman. Gidenin ardına usulca bakılır, yürek sıkılır. Su dökülmez, el sallanmaz, zira geri dönüşe çok zaman umut bağlanmaz.
Çoğu zaman boş, uzun bir yol vardır ruhuna girişte, arada ama sıkça oraya bakarsın, hani ordan bişey gelecek diye, ne mi gelecek? bilmem. Bişey işte. Ruh hep korkuya gebe kalınca, adını koyamazsın beklediğin şeyin, tedirginlik sana "şey" dedirtir.
Herkesin gördüğü rüya aynıdır burda, gece derin bir nefes eşliğinde uyanıverirsin birden, faltaşı gibi açılır gözlerin, bir sağa bir sola bakarsın, odaları yoklarsın, şükür dersin, hala tamdır ailenin emanet sayısı. Eşkıya kurşununa inat.
Burası gülistan değil, kör dikeni göğe saplanan çalı harmanı. Burası tuzak.
Ve..Burası; ateşin düştüğü yeri, yaktığı yer.
not: Türk Şehitleri Anısına