Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Gök kararttı yüzünü, sular sustu, dağ yürüdü!

Gök kararttı yüzünü, sular sustu, dağ yürüdü!
 

Yüzüm, yüreğim deprem dalgası..


Uyuyordu sarı başlı yılan, süzülmüş bir tepenin ardına. Göğü geceye teslim etmişti güneş. Gece, göğsüne yıldızları serpmişti. Usul usul soluklanıyor ve oynaşıyordu nehirle. Dağ ise kaval sesleriyle yüzüyordu..

Gece sulara yakamoz bırakırken ve uykudayken güneş, Fırat, Dicle, Murat Suyu, Hazar Gölü ve Elazığ 'da yürürken dağ, kımıldattı ağır gövdesini, kaldırdı sarıbaşını yılan. Homurdandı toprak, sancılandı, bağırdı toprak. Karakoçan sallandı acıyla, çığlık çığlığaydı evren. Çığlık çığlığaydı sular başı dönüyordu göğün. Dağ yürüyordu..

8 Mart..
Ve insan insanın üzerine yıkıldı.
İnsanın üzerine taş değil, toprak değil, kerpiç değil, etiyle kemiğiyle insan yıkıldı. Hırsızlığıyla, namussuzluğuyla, yolsuzluğuyla, yıkılan insandı, insanın üzerine, ezen ezilen insan..

8 Mart..
Uğultuyla ve derin bir sarsıntıyla geçen birkaç saniye.. Yüzlerce ölüm sığdırdı içine. Enkaz altındaki onca çaresiz yüreğin haykırışıyla inledi yer gök. Beyin’lerdeki her bir hücre’ye işledi o söz eskiden kalmaydı, tanıdıktı; “ Ben buradayım, sesimi duyan var mı?” Tonlarca ağırlığın altında ezilirken ve yanı başında yatan sevdiklerinin yavaş yavaş soğumaya başlayan bedenlerini hissederken bile yitirmediler umudu. Zaman birbiri ardına ilerlerse bile nafile. Beklediler..

8 Mart..
Yurdun dört bir yanından onbinler tek bir yürek olup Elazığ’a aktı. Dişleriyle, tırnaklarıyla kazdıkları yığınları kurtarmalıydılar. Yaşına başına bakmadan diline, dinine, cinsiyetine bakmadan kurtarmalıydılar. Kazıdılar.. Aldırmadılar. Molozlardan paramparça olmuş, oluk oluk kan akan ellerine aldırmadılar. Uykusuz geçen her bir günlerine ışık oldular, nefes oldular..

8 Mart..
Büyük bir cinayetti işlenen. Katiller insan hayatını hiçe sayarak sadece cebini doldurma çıkarı gözeten soysuzlardı.
Saatler boyu verilen emekler belki istenilen boyutta olmadı. Ama göçük altından çıkan her bir solukla, gözlerdeki umut ışığı biraz daha aydınlanmıştı. Kazıdılar.. Enkaz altından sağ kurtulan her bir can da katıldı bu çabaya. Kırık kollarına, kırık bacaklarına aldırmadan kazıdılar. Yığınların arasından kurtulmaya bekleyen binlerce soluk vardı. Biliyorlardı ve yılmıyorlardı. Zaman ilerledikçe kaygılar da artmaya başladı. Enkaz altından artık sadece cesetler çıkıyordu ve katil, katliamını belgelercesine toplu mezarlar yaptırıyordu. Yığınların arasından içinde yüzlerce bedenin gömüldüğü ve başucunda ise tek bir taşı bulunan yüzlerce mezar..

Mezar taşında yazıyordu; Katil: Devlet.
Üçüncü bin yıla girerken halkının fukaralığını yüzüne vuran ve kerpiç evde oturmasının kendi kabahati olduğunu unutan, sorumluluklarını hiçe sayan devlet!.. Cinayetin sorumluları suçlarını ört bas etmek için televizyonlarda sorunun altından kalkacaklarına depremde zarar görenlere yardımcı olacaklarına dair uzun uzun konuştular. Herzamanki arsızlıklarıyla ' Vatandaşı tedbir almaya ' çağırdılar. Masal anlattılar. Sözler verdiler. Sözlerin hiçbiri tutulmadı. Kurtulmayı başaranlar başlarını sokacak bir yerden bile yoksun bırakıldılar. Yaşamak zorunda bırakıldılar. Konutlar onlara açlık ve sefalet getirdi yıllarca sırtlarından geçinen, ezen, katleden bir darbe daha vurdu onlara hunharca..

8 Mart..
Nice canlar yitirildi bir kez daha. Dağ, nehir, göl, gök ağladı. Omuz omuza ve yıldız bıraktılar şehirlerin üzerine. Yasını tuttular gidenlerin..

Gök kararttı yüzünü.
Sular sustu,
Dağ yürüdü..


09.Mart.2010
Kerem Porazan

 
Toplam blog
: 59
: 14527
Kayıt tarihi
: 17.12.09
 
 

İmgelemelik 'ten düştüğü 6.Mayıs.Bindokuzyüz... ~ fi tarihinden bu yana; Sonsuzluk 'da insan.. Yüre..