Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '08

 
Kategori
Gezi Rehberleri
 

Gökçeada

Gökçeada
 

Adada gün batımı


Gökçeada……

Güzeli anlatmak kolaydır derler ama bu mekanı anlatırken zorlanacağım

Adanın hangi özelliğinden bahsederek yazıma başlayım

Türkiye’de güneşin en son battığı yer olduğundan mı?

Ülkemizin en büyük adası olduğundan mı?

Bir zamanlar en büyük köyün burda olduğundan mı?

Dünyada kendi kendine yetebilen su kaynaklarına sahip üç adadan biri olduğundan mı?

……………


Antik Yunanistan'da yaşamış İyonyalı ozan Homeros’un Truva savaşını anlattığı destansı eseri “İliada” da Gökçeada’dan şöyle bahseder.


“İmroz (Gökçeada) ve Samothraki (Semendirek) adaları arasında yarı tanrı ve tüm zamanların en iyi savaşçısı olan Akhilleus'un (Aşil) annesi, suyun tanrıçası olarak bilinen Thetis'in sarayı, Gökçeada ile Bozcaada (Tenedos) adaları arasında ise Zeus'un kardeşi olan deniz tanrısı Poseidon'un kanatlı atlarının ahırları bulunur.”


İsmini çok duymadığımız, çoğumuzun haritada yerini bile göstermekte zorlanacağı, Olympos’ta oturmaktan vazgeçen Poseidon’un kanatlı atlarıyla birlikte yaşadığı yer….Gökçeada


Gelibolu yarım adasında yeralan Kabatepe limanına geldiğinizde, adaya tek ulaşım aracı olan “Gökçeada I” adlı gemiyi görürsünüz. Adanın en büyük sorunu olan ulaşım bu geminin alınmasıyla bir nebze olsun hafifledi. Ne olursa olsun, Kabatebe limanına gelipte adayı uzaktan bile gördüğünüzde kalbinizin bir başka attığını hissedeceksiniz. Gökçeada I gemisi sizi anakaradan uzaklaştırdıkça gerçekten şehrin keşmekeşinden kurtulduğunuzu, bütün olumsuzlarının Ege’nin derinliklerine nasıl gömüldüğü farkedeceksiniz. Adaya vardığınızda emin olun zaman sadece sizin icin akacak.


Adaya vardık peki şimdi ne olacak?

Kuzu limanı adaya ilk ayak basacağımız yer. İlk bakıldığında, insan yapılacak pek bir şey olmadığı hissine kapılır, adanın merkezine gelene kadar sabredin lütfen!!. Burda adanın köylerine giden bir sürü yol ayrımı vardır.


Bir nefeste anlatayım köylerde neler yapabiliriz


Kefalos'ta (Aydıncık) sörf okulu var, ayrıca incecik kumlu up uzun bir sahili sahip. Bu sahilin hemen arkasında şifalı çamura sahip Tuz Gölü bulunur. Bu gölün içinde bulunan simsiyah çamuru hiç düşünmeden vücüdunuzun her tarafına sürün ve cildinizin nasıl yumuşadığı görün.


Uğurlu köyünde yer alan Laz koyu ve gizli liman, sanki Gökçeada tarafından insanlar burda denize girsin diye yapılmış gibidirler.


Yeni Bademli’de TUDAV tarafından ilan edilen Türkiye’nin ilk ve tek Deniz Parkı’nı göreceksiniz. Yıldız Koy ve yelken kaya arasında yer alan bu parkı ziyaret edecekseniz mutlaka maske ile paletlerinizi getirin ve akvaryuma dalmaya hazır olun.


Eski Bademli'de bulunan ulu çınar ve inatla akmaya devam eden tarihi çesmeyi görmenizi tavsiye ederim. Biraz soluk almak ve bir şeyler içmek isterseniz, köyün içine saklamış Dimitri’nin kahvesini bulmanız gerekir


Zeytinliköy eski adı; Haghioi Theodoroi Fener Rum Patriği Bartalehemos'un doğum yeri ve doğduğu ev hala duruyor. Zeytinli köyde dibek kahvesi içeceğiniz dört adet yer var, bunların üçü meydanda diğeri ise Eski Beşiktaş’lı futbolcu Hristonu’nın yeri ve yine adanının sakladığı bir yerde…..


Tepeköy adanın en hareketli yerlerinden, özellikle Rumların bayramlarını kutladığı zamanlar görülmeye değer. Burda “Barba Yorgo”da ev yapımı şaraplarından alabilir, oğlak etinin nefis tadına bakabilirsiniz.


Ve bir zamanlar Türkiye’nin en büyük köyü olan Dereköy. Mübadeleden sonra 3-4 hane kalmış koca köyde, ama yinede gidin ve ortak kullanılan başka hiçbir yerde göremeyeceginiz çamaşırhaneyi, zeytin yağı fabrikalarını ve bakımsızlıktan yıkılmak üzere olan ama hala gelenleri büyük bir gururla karşılayan evleri görmeden geçmeyin.


Akşam olunca mutlaka Kaleköy'ün tepesinden güneşin batışını izleyin.


Anlatmayı unuttuğum mutlaka bir şeyler vardır, buraya gelin ve eksikleri siz tamamlayın….

 
Toplam blog
: 18
: 1618
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

İstanbul Üniversitesi Deniz Biyolojisi anabilim dalinda arastırma görevlisiyim. Şuan doktora yapiyor..