Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '08

 
Kategori
Bayramlar
 

Gökkuşağı Bayramlarım, Kırmızı Ayakkabım

Gökkuşağı Bayramlarım, Kırmızı Ayakkabım
 

Nasıl unutulur çocukluğumuzun o özel bayramları? Çocukların bayram sevinci ile dolsun yüreklerimiz.





<ı>*** “ Baş ucunda bayramlıkları

<ı>Bayramda alacakları hediyelerin hayaliyle

<ı>Uykuya dalan çocuğun mutluluğu ve heyecanı ile geçen

<ı>Bir bayram dileği ile,

<ı>Sevgilerimizle ,,

Çocukluğumun ramazanları ve bayramları yaz aylarına rastlardı.

Geç vakit açılan oruçlar, geç kalkılan iftar sofraları, şimdiki gibi işi ticarete dökmeyen, mahallenin gençlerinden oluşan ve amacı sadece insanları sahura kaldırmak olan ramazan davulcuları, bir de dayımın baş ucundaki çalar saattir, çocukluğumun iftar ve sahurlarından aklımda kalan.

* * * * * *

1977 ya da 1978 yılının yaz aylarını yaşıyorduk.

En hareketli dönemlerinden biriydi ülkemin.

Bayrama birkaç gün kalmıştı.

Hiç bir şeyden habersiz, bayram sevinci ile dolup taşıyordum.

O bayramda da anneannemlerde olacaktık yine, teyzemler, dayımlar ve kuzenlerimle birlikte.

Yola çıkmadan önce son hazırlıklarımızı yapıyorduk ki akşama babam eve bir defterle geldi.

Kapağı pembe çiçekli, sayfaları kocaman bembeyaz bir defter. “ Al kızım, günlük tutmak istiyordun ya senin bu defter,, dedi.

Defterin kapağındaki iri pembe ve beyaz çiçekler sanki gerçekmiş gibi gelmişti gözüme ve bembeyaz sayfalarına yazmaya başlamıştım hemen :

<ı>“ Sevgili günlük,

<ı>

<ı>İki gün sonra bayram. Çok sevinçliyim çünkü anneannemlerde olacağız hep birlikte.

<ı>

<ı>Bakalım anneannem bu sefer şekerleri nereye saklayacak?

<ı>

<ı>Haklı ama, bizden misafire şeker mi kalır?

<ı>

<ı>Baklava da yapmıştır şimdi ne güzel.

<ı>

<ı>Neyse, çok çok sevinçliyim sevgili günlük.

<ı>

<ı>Senle sonra ayrıca tanışırız.

<ı>

<ı>Bizimkileri anlatırım sana bir de bayramda yaptıklarımızı.

<ı>

<ı>Şimdi eşyalarımı toplamam lazım.

<ı>

<ı>Kitabımı yanımda götüreceğim yolda okurum.

<ı>

<ı>Küçük Kadınlar’ı okuyorum, bilsen öyle güzel ki.

<ı>

<ı>Annem, kardeşimle bana kırmızı fırfırlı elbise dikti bir de kırmızı ayakkabı aldı Reis’ten.

<ı>

<ı>O kadar beğendim ki onları, üç gündür baş ucumda duruyorlar uyurken.

<ı>

<ı>Neyse günlük, yazacak çok şey var daha, şimdilik hoşça kal.

<ı>

<ı>Aaa bak aklıma ne geldi, seni de götüreyim ben oraya yazarım ara sıra,,

* * * * *

30 yıl geçmiş üzerinden, yazacaklarım hâla bitmemiş.

Şimdi eski tadı olmasa da bayramların, bayramlarımız bizim.

Oğluma bayramlık giysiler aldım bir de yeni ayakkabılar. O da abarttı annesi gibi, giysileri ve ayakkabıları ile yatıyor iki gündür.

Çocukların sevinçleri olmasa ne anlamı kalır ki bayramların?

Not: Sen yoksun ya artık anneanne, şimdi de şeker ve çikolataları ben saklıyorum, şeker canavarı torununun çocuğundan.

Bize bakıp bakıp gülüyorsun değil mi oralardan?

Haaa, bir de ev baklavası yapan da yok artık.

Ne yapalım beceremiyor bu torunun işte evde baklava yapmayı.

Zaten yapsam bile tadı seninki kadar güzel olmaz ki.

Kimselere söyleme ama, aslında torunun bunu bildiği için hiç denemiyor evde baklava yapmayı.

<ı>*** Bu yazıyı yazmama esin kaynağı olan oğlumun sınıf öğretmenine, öğrencilerine yaptırdığı bayram şekerliği faaliyeti ve şekerliğin üzerine yazdığı anlamlı yazı için sonsuz teşekkürler ederim.

Fotoğraf : www.images.google.com.tr

 
Toplam blog
: 157
: 1671
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

İstanbul doğumluyum ama 20 yıldır Antalya'da yaşıyorum. 3 yaşında bir oğlum var ve eğitimciyim. Kend..