Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '19

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gökkuşağı Gibiyim Vesselam

Yazının başlığında gök-kuşağı tabirini göz rahatsızlığım için kullandım. Şaka gibi, 10 yıldır mustarip olduğum bu rahatsızlık beni canımdan bezdirdi. Hani derler ya; 'İnsanın neresi ağrıyorsa hanı oradadır' diye. Ki öyledir. Hemen hemen her yıl nükseden, Glokom (göz tansiyonu) Görme sinirinin hasarı da deniyor. Bendeki belirtisini mide bulantısı, devamlı baş ağrısı, ışığa bakıldığında hale şeklinde renklere bürünmesi, bulanık ve sisli görülmesi olunca daha ileri derecede tetkik yapacağını doktor izah edince sevindim. 
 
Geçen hafta yine gözlerim kızarmıştı hatta 2 hafta önce göz doktoruna gittiğimde bana iyi gelen o ismi lazım değil damlayı istediğimde Doktor bana - Gözlerinizde şuan bir kızarıklık yok, göz kuruluğunuz var, katarak ise tam olgunlaşmamış ameliyat söz konusu değil dediğinde, ben - Kendimi biliyorum, siz yazın nasıl olsa ağzı açılmayan ilaç ve damlanın uzun tarih içeriği var desem de. Doktor hanım bana yine gelirsiniz o zaman yazarım demişti. Gözüm 3. gününde doktorların da tatili olan hafta sonunda akut olarak karlı bir cumartesi günü hastaneye gittik. Doktor beni muayene ettikten sonra sizi bu şehirden bir saat uzak üniversite hastanesine göndereceğim, göz tansiyonunuz 28 dedi. Ben otobanda nasıl araba 
süreceğim kaza yapabilme şansım yüksek, gözüm akıyor sancı veriyor dediysem de, doktor dinlemedi ve sizin için 2 kez üniversite hastanesini aradım doktor sizi acil olarak bekliyor dedi. 
 
Allah'ın yardımı ile hiç gitmediğim, sadece otobandan kıyısından geçtiğim bir şehre gitmem bir gözü daimi kırmızı ve akan bir sürücünün gitmesi, sadece Rabbın yardımı ile olurdu, şükürler olsun.
 
Uzun bir bekleyişten sonra sıra bana gelmişti, her 10 dakikada bilmediğim tesirli, koyu renk damlalar ile bir takım kontroller yapıyordu. 3 Saat sonra göz tansiyonum 14 e düşünce İsveçli doktor, şimdi gidebilirsiniz ama pazartesi günü kan aldıracaksınız ve e-posta aldığınızda başka bir hastaneye gideceksiniz dediğinde ona teşekkür ederek hastaneden ayrıldık.
 
Bende iltihaplı romatizma var internette araştırdığımda göze dahi zarar verdiğini öğrendim ama bu ne kadar doğru bilemiyorum, kesin sorup öğreneceğim. Okumayı ve yazmayı çok seviyorum ama maalesef istediğince, ağız tadıyla yazamamanın sızısını her geçen zamanda içimde hissettim, ister istemez insanın pisikolojisi bozuluyor. salt şiirden değil öyküden, yazı ve makalelerden kendimi bildim bileli soyutlayamadım. Günlük biriktirmelerim de düşmeler var ki, bu beni acayip derecede etkiliyor. Mesela sitelerime ve Milliyet bloka her gün girememe gibi :((  Yazımda bir takım hatalarım var ise de affola, bugün daha iyi olunca içimden geldiğince yazdım, sağlıklı mutlu günler..
 
Ve dahl yola koyulmadan önce evdeki 4 ayaklı tatlı kedimizin ıslak mamasını vermemiz gerekti, normal kuru mamasının her zaman evin 2 yerinde olduğunu bilen Pati hanım ıslak mamayı yedikten sonra bal gözlü kedimiz muhtemelen rahat bir uyku çekecekti. Başka bir şehre gitmemiz, hastaneyi nevigasyon ile bulmamız ve orada kaç saat bekleyeceğimiz de meçhuldü. Ve de, tam tamına 8 saat sonra nihayet evdeydik paticik bizim geldiğimizi görünce, mırıl mırıl kendince beni neden bu kadar yalnız bıraktınız ıslak mama isterim dercesine sitemini kendince ne güzelde anlatıyordu, ne de olsa hakketmiş ıslak maması küçük porsiyonda olsa, pati hanımın özel tabağındaydı.. Selam ve saygılarımla..
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..