Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '15

 
Kategori
Şiir
 

Gökkuşaklarıyla çizsem seni...

Gökkuşaklarıyla çizsem seni...
 

Net'ten...


Hayal Ebru'sunda renklerim...

Gri bir gecenin ardından bir mehtap doğar ya...
Birden aydınlanır o karanlıklar, gülümsersin ya!..
İşte öyle bir kış gecesi doğdun ey melek!..
Şiirler yazılırsa eğer fazla söze ne gerek


Ah bu şarkıların hepten gözü kör olsun !
Şarkıları yazdıran gözlerindir gözlerin
Bir acıklı ney sesi yaralar bedenimi...
Eğer yanında varsa bir tambur nağmesi...
Gözlerinin kahveleri telve telve yapışır yaralarıma...

Sen, geç bulup da yitirmekten korktuğumsun...
Lacivert gecelerin deniz kokularında...
Işıklı bir masanın süsleri olalım sen ve ben...
Gözlerinin renklerinde kaybolmak isterim...


Denizi deviren köpüklü dalgalar sıra sıra...
Sırayla seçelim şarapla birlikte  şarkılarımızı ...
Beyaz teninin göz kamaştıran ışığında,
Elimde değil, hayal ediverdim birden işte !..

Bana ''seninle bir sonbahar akşamı düşmüştü...''
Sana ''Hani o bırakıp giderken seni;yüzüme böyle.......
Bakmasaydın keşke bir umudun sararan gölgesinde...
Kollarımın arasında dans ederken deniz şahit olsun
Özgürce dansediyorum şimdi kuğu bedeninle...
Kim kıskanırdı yüreği kabaran denizleri...

Gölgesinin uzayan çimenine otursam iğdelerin
ve yüzünün yakıcı türküsünü söylesem bozkırlara
çığlığım uzar dağılır
çiçekler yavrular sesimde esen
kekikler dal uzatır hüznüme
bulutlar karışır-sular akışır
ki bilirim
sana söyleyeceğim tüm şarkılardan
daha güzelsin sen...

Gelişini düşlesem
bulutların akıl almaz rengiyle
gökkuşaklarıyla çizsem seni öpmeyi
duyulmamış masallar gibi bir şey işte
rüzgarlar evcilleşir
sana dair bir öpüş dokusam
gökyüzünün yamaçlarına
yüreğimin olanca ahengiyle
bozkırları çeviren mavi bakışlı dağlar
ve en çılgın dalgaları okyanusların
evcil birer süvari olur
gelip durur suretinin önünde
Yürek mi dayanır bu derin deniz namelerine...

Henüz koklayamadığım bir tomurcuksun...
Cennet Ege'nin yeşil dağlarında bir ebruli,
Beklerdim her sabah gül rayihaları özlemiyle...
Ben çalsam da tüm renkleri
bahardan ve hüzünden
yine de sönük kalır çizdiklerim
yüzünün yakıcı senfonisinden


Gözlerinin ummanından yakamozlar dökülür
boynunun kuğusuna dizdiğim dizelerime
gelir beklenmedik zamanlarda
yeniden hayat katar düş'ün...

Telefondaki sesin en güzel melodim olsun...
Çok görmeseydin titreyen yüreklere ...
Yıldızlar tanık olmasaydı diyeceğim yoktu..
Ve kollarımda sen ve bir dans namesi...
Kahve miydi gözlerin kara mıydı...
Hep gecelerin suçu... Ah o geceler...

Hep şarkıların suçu...Sevgimi çoğaltan onlar...
Ve seni yaradan...Seni yaradan...Seni...
Egenin kuğu duruşlu selvi boylum sevdim seni...
Sudaki güller, tüm renkler, karanfiller,
Yıldızlı gözlerinin önünde köle kesildiler...
Senin  burcunun azizliği Ağustosta yakar adamı..
Terazisi bozulmuş bir celladın ilmiği gibi...

En yaralı gözelerime
yalnızlığın en mağrur zamanında
olmadık yerinde kederin
sonsuzda saman gibi savrulan ömrümün
anlamsız boşluğundan geçen
bir yıldız şarkısı düşün

Bütün şarkılarımı söylesem
bütün düş gergeflerinde
sonsuza dokusam sesimi yağmurlarla
terazisi kırılmış yıldızlar gibi
paramparça dağılırlar hiçliğe
kuşkusuz sen daha güzelsin tümünden..

Gelişini düşlesem
bulutların akıl almaz rengiyle
gökkuşaklarıyla çizsem seni öpmeyi
duyulmamış masallar gibi bir şey işte
rüzgarlar evcilleşir
sana dair bir öpüş dokusam
gökyüzünün yamaçlarına
yüreğimin olanca ahengiyle
Sen gözlerimde bir renk,
Dudaklarımda bir alevsin
Hoşsun...Cansın Can...
....
Mesut Selek....2015. Şubat. İzmir

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..