Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Gökten para yağsa onun omuzlarına bir tane konmaz demek kader midir?

Gökten para yağsa onun omuzlarına bir tane konmaz demek kader midir?
 

Aynı iktisadi değer kavramını ben aslında bir başka alana da uygulayabilir miyiz diye düşündüm. İnsanın deneyim sürecinde sanıldığı gibi iyi olduğu düşünülen şeylerin deneyimi olumlu katkısı ile kötü olduğu düşünülen şeylerin deneyime katkısı arasında bir fark yok.

Örneğin zenginliğin insanın deneyimine yaptığı etki ile fakirliğin yaptığı etki arasında geliştiricilik bazında fark yoktur. Aynı değerdedir yani. Tıpkı iktisadi değeri aynı olan ekmek ihtiyacı ile tiyatro ihtiyacı gibi.

Bunun ne önemi olabilir derseniz? Şu sonuçlara yol açması muhtemeldir. Yazıda sıklıkla geçen zenginliğin yerine güzellik-çirkinlik, yetenek-beceriksizlik veya zeka-zeki olmayan gibi kelimeleri koyarak yazıyı o şekilde de okuyabilirsiniz.

Zenginlik, fakirlik bir seçim ve çabaya bağlı seçimler değil genlerimizdeki deneyim eksikliklerimize göre evrenin akış sıralamasına bağlı insana tanınmış alanlardır
Gen deneyimi fakirlik üzerine kurulmuş bir insan, o deneyimin en iyi koşullarından öteye geçemez, gökten para yağsa bile onun omuzlarına bir tane konmaz. (Bu yapıdaki insanlar bu duruma üzülmemelidir. Böyle çok sayıda insan tanıyorum)
Zengin olmak ta, tıpkı fakirliğin yarattığı ağır gen kırılması yaşatabilir. Servet kaybı korkusu, servetin korunması korkusu vb. servetin kazanılma hırsından farkı yoktur.

Zenginliği oluşturan unsurlar ve servet dileğe, isteğe vb konulara bağlı olmayan bir akışla gelir ve gider.

Servetin oluşturulması sırasındaki biçimden çok oluşturulmasından sonra kullanılması önemlidir. Her şeye rağmen serveti insani amaçlarla kullanarak temizleyebilirsiniz.

Servet sahibi olmak ta, fakirlik te bir alım çalım ve gösteriş değildir. Onu ifade etme biçiminde bir gösteriş olabilir.
Yukarıdaki görüşler ışığında;

Dilek ve dualarımızın zengin olma, servete sahip olma, Ferrari sahibi olma vb hedefler yerine gelen her şeyin en hayırlısı olma hedefine yönlendirilmesi daha makul olabilir.

Zengin olma hayalleri, sınıf atlama ve konum değiştirme istekleri olumlu gen kırılmadan çok çukurun daha derinlerine inmeye neden olur. Bu nedenle neden fakirim sorusundan çok onun farkındalığına ulaşma çabası daha önemlidir.
İyi yaşama isteklerinin, sağlık ve sıhhat içinde ve sevdiklerinle birlikte olma dileğinin yukarıdaki servet takıntısı ile ilgisi yoktur.

Zenginlik gelmişse onu en sağlıklı yaşamayı, fakirsek onun deneyiminin en hayırlı olanını dilemek bu dünyada bulunma sebeplerimiz konusunda bize yardımcı olabilir.

Son olarak “Modern Bireyler” e sorular;

Zenginlik ve servet isteğimizi ateşleyen, arzu ve isteklerimizin ateşi ne kadar yüksekse dayanağımız olan platform o kadar zayıflar, bizi güçsüz bırakır. Ne dersiniz?

"Zenginleştikçe", “fakirleşmenin” yolunu bulmayanların elinde servet uzun süreli kalamaz. Zenginleştikçe fakirleşmek kavramı için ne düşünürsünüz?

Zenginliği ve servet sahibi olmayı yaşamında öne çıkaran yeni düşünceler, eğilimler ve organizasyonlar yenilik değil geçmişe ait duyguları körüklüyorlar ne dersiniz? (Secret, network sistemleri vb)

“Varlıksızlık Deneyimi” edinerek zenginlik veya fakirlik korkusunun yaşamımızı etkilemesine izin vermeyebiliriz. Varlıksızlık Deneyimi için ne düşünürsünüz?
Bu özellikler bir inanca yüksek duygularla bağlı olmayı gerektirmez. Her inanç insanda hırs ve duyguları barınmasına izin verir. Bunu geliştiricilik aracı sayar. Günümüzde hem yüksek inanç sahibi olup hem büyük servetler sahibi olmak mümkün mü?

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..