Gökyüzünde ararken Kız Kulesi'nde buldum seni!...

Galata Kulesi'nden havalanmıştım ya hani... Bulmak için sevdiğimi... Tam Üsküdar sahiline varmak üzereyken, gördüm seni; güzeller güzeli Hero....

Duydum ki Afrodit'in aşk tapınağında kumrulara yem vermekle görevliyken görmüş, tanımış, çılgınlar gibi aşık olmuşsun ona... Leandros'a...

Hani... Denizin her durgun olduğu yaz gecesinde, ışığını yakıp beklediğin Kız Kulesi'nde... Leandros'un sana ulaşabilmek için boğuşup sonunda kaybolduğu kışın o en azgın en soğuk, en kudurmuş gecesinde; gördü gözlerim seni... Yürek paralayan haykırışlarını, göz yaşartan çığlıklarını duydum çaresiz ben...

Hani... Sana tam da kavuşmak üzereyken, Leandros'un boğulduğu yer var ya hani... Leandros'un sonsuza karıştığı, hani sonradan kendiliğinden kayalıkların oluştuğu; o ölümsüz yer var ya hani...

İşte tam da o kayalıklara indim ben. Akan gözyaşların denizden bile çok, ateşten bile sıcakken...

Hani... Sen ağlama Hero!... Bu kadar severken sen; Leandros'u... Allahım sana muhakkak ki buldurur ona giden yolu... Demiştim ya hani; sana sevgili hero!...

O gece bir de ne yaptım ben, bilir misin sen? Senin tam da karşındaki kayalıklarda kaldırdım ellerimi gökyüzüne.... Açabildiğim kadar açtım kollarımı; hatta sonsuzluğa... Ve dedim ki Allah'a: Ey Allahım!... Yüce Allahım!.... Güzel Allahım!... N'olursun bana da hayatımın aşkını ver. Aşkım benim, sonsuz olsun. Hem de Hero'yla Leandros'unki kadar...

Hiç bakmayın tarih kitaplarına... Hiçbir tarih kitabı böyle bir olayı anlatmaz. Bu konuşmalar, bu yakarışlar yanlız hero, ben ve Allahım arasında. Hiç bakmayın tarih kitaplarına... Hiçbir tarih kitabı bu olanları yazmaz.

Eyyy sevgili Hero!... Gökyüzünde ararken; denizin  ortasında, Kız Kulesi'nde buldum seni... Varsa eğer beni de Hero gibi sevebilecek biri... Bir kanatta ona çırparım ben; tıpkı Hazerfen Ahmet Çelebi misali...