Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

06 Temmuz '08

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Gökyüzündeki Canlılar

Gökyüzündeki Canlılar
 


Gökyüzünün bize uzak bölgelerini iyi tanıyamamamız, bir dereceye kadar normal karşılanabilir. Peki bize yakın bölgelerini, şöyle yerden 10 metre, 100 metre yukarılarını iyi tanıyor muyuz acaba?..


Bu soruya kolay kolay olumlu cevap veremeyiz sanırım. Gökyüzünü, daha yeni yeni keşfetmeye başladığımız denizlerden, üstünde binlerce, onbinlerce değişik tür hayvanın yaşadığı, sayısız bitki türünün yetiştiği yeryüzünden daha iyi tanıdığımızı söyleyemeyiz.


Halbuki gökyüzünün bize yakın olan bölgelerini araştırmak hiç de zor bir şey değildir. Yeter ki azıcık dikkat edelim ve biraz da oradan gelen seslere kulak verelim.


Gökyüzü, kat kat yükselen kocaman bir apartman gibidir. Burada oturanların arasında en fazla görülen hayvan türü, kuşlardır. Onların zeki davranışları, toplu yaşantıları, üstün yönelme yetenekleri hakkında ciltler dolusu yazı yazılabilir.


Yüzbinlerce türü bulunan uçar böceklerle ilgili araştırmalar, bütün bir insan ömrünü dolduracak kadar geniştir. Bu böceklerin pek azı tüm yaşantılarını havada geçirirler. Bunların çoğu, ya karada yaşayan larva ve kozalar, ya da kelebekler gibi havada yaşayan böcekler olarak iki kısma ayrılmalarına neden olan bir başkalaşma evresi geçirirler.


Gökyüzünde, garip görünüşlü başka hayvanlar da vardır... Bunlardan biri, memeli hayvanlar sınıfına giren, ön bacakları ve parmakları arasında gerili ince bir derinin kanat vazifesi gördüğü, yarasalardır. Gözleri az gelişmiş olan bu hayvanlar, sesötesi dalgalar yaymak ve bunların yankılarını algılamak suretiyle, karanlıkta bir yere çarpmadan uçabilirler. Yine bu yetenekleri sayesinde çevrelerindeki nesnelerin yönünü ve kendilerine olan uzaklığını saptarlar.


Uçma yeteneğine sahip başka memeli hayvanlar da vardır... Uçarmaki de bunlardan biridir. Bu hayvanın bacakları, gövdesine bir çeşit paraşüte benzeyen bir zarla bağlıdır. Ağaçların tepesinden kendini boşluğa bırakan ve koca bir sincabı andıran bu hayvan, kuru bir yaprak gibi havada süzülerek alçalırken, paraşütünü ustaca kullanır ve tam konmak istediği yere ulaşır.


Garip hayvanlardan biri de uçan balıktır. Suda yaşamını sürdürebilen bir hayvan olan balığın uçması enteresan gelebilir. Oysa bu balık, bir tehlike sezdiği zaman dalgaların arasından suyun dışına fırlar ve kanat biçiminde olan göğüs yüzgeçlerinin yardımıyla havada kaldığı birkaç saniye esnasında 100 metre civarında yol alır.


Acaba gökyüzünü iyice tanımak için yalnız dikkatli bakmak ve gelen seslere kulak kabartmak yeterli midir?.. Tabii ki gökyüzündeki canlı varlıkların dünyasını ancak bu şekilde öğrenebiliriz...


Lâkin, bu konuda koku alma duyumuzdan da yararlanmayı unutmamalıyız. Aynı zamanda gökyüzü, her gün duymaya alıştığımız için kanıksadığımız kokuların dünyasıdır. İlkbaharda meyve bahçelerini dolduran o nefis kokuların nasıl ve nelerden meydana geldiğini hiç düşündünüz mü? Kokular, büyük bir süratle havaya yayılan çok küçük zerreciklerdir. Onları hiçbir mikroskopla göremeyiz, hiçbir ölçüye vuramayız. Acaba bu kokular neden çok çeşitlidir ve onları birbirlerinden ayıran nedir?


Bizlere ilk bakışta bomboş gibi gözüken gökyüzü, meğer ne kadar da doluymuş değil mi? Bütün bu kalabalığın yanı sıra, bir de kendilerini göremediğimiz, seslerini duyamadığımız, kokularını alamadığımız havada uçuşan ve aslında gökyüzünün asıl sahipleri sayılan milyarlarca mikrobu, bakteriyi de hesaba katarsak, dopdolu bir gökyüzüyle karşı karşıya kalabiliriz.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..