Gökyüzünden Gülümseyen

Bize herşeyi çok erken anlattılar. Küçücük yüreğim çok erken büyüdü. Salıncaklarda doyasıya sallanıp, uçurtmalar uçurmadan küçük bir serçe gibi yüreğim korkuyla uçup gitti uzak diyarlara. Büyümek ne demekti, sana torunum diyen kadının her gün yatakta küçüldüğünü görmek, kardeşim uslu dursun diye ona kitap okumak, balkonda sessizce oturup kitaplar okurken içimden dualar etmek, umuda sarılmak neydi ben çok erken öğrendim. Kitaplardaki hikayeleri yaşar gibi sanki bambaşka bir dünyanın içindeymişim gibi hissederdim. Ancak öyle huzur bulurdum, hiçbir şey düşünmeden. Acıyı unutmak isterdim. Küçük kalpler acı öğrenmezdi ki. Onlar umuda sarılmalıydı. Çocukluk düşlerinin mavi bahçelerinde gezmeliydi. Acıyı öğrenmekle başlayınca kalbim o kadar çığrından çıkmıştı ki sessizliğe bürünmüştü. Belki de içimden çığlıklar atıyordum avaz avaz. Annem de babam da kıyamazdı hiç bana. Mutlu olmam için herşeyi yaptılar. Tatiller, oyuncaklar, konserler, tiyatrolar, sinemalar, piknikler, lunaparklar. Atlı karıncayı ne çok severdim. Annemle babam bana gülüşümü geri vermek için herşeyi yaptılar. Kardeşimle birlikte artık ben de yaşama sevinci dolu, coşkulu, neşeli bir çocuk olmuştum. Annem hayatta başına ne gelirse gelsin o müthiş gülümsemesiyle, çocuksu bir başkaldırıyla her zorluğun üstesinden gelirdi. Yapacağını yap. Olmuyorsa bırak derdi. Hayatından giden kimse için üzülme. Demek ki onların senin hayatındaki yeri bu kadardı. Hayatı bir zorluklar silsilesi olarak görme. Nasıl istiyorsan öyle yaşa, bu senin hayatın kimseyi ilgilendirmez derdi. Nasıl mutluysan öyle ol. Ne yapmak istiyorsan onu yap. Hayata herkesi memnun etmek için gelmedin. Buraya kendi hayatını yaşamaya geldin unutma derdi. Hiçbir zaman pes etme, birşey istiyorsan onun için savaş. Hayata dört elle sarıl, onu öyle kucakla ki ciğerlerin yaşama sevinci dolsun. Ne hastalık, ne başka birşey seni yolundan alıkoymasın. Umutla, gözlerinde sevinçle son anına kadar şarkılar söyle. Annen seni hep çok sevecek kızım. Ben gittiğimde üzülme. Hani seninle bir gün yıldızları seyretmiştik ya banklara uzanıp; çok sıkılırsa için, umutsuzluğa düşersen yıldızları seyret. Ben gökyüzündeki yıldızların içinden sana gülümseyeceğim. Hep gül benim güzel kızım. Çünkü sen gülünce çok güzelsin. Annemin bu dedikleri birdenbire kalbimde yankılandı. Umutsuzluğa boğulduğum bir gece yıldızları seyretmeye gittim. Gökyüzüne bakıp onun bana gülümsediğini düşündüm. Gözlerimi kapatıp anneme gülümsedim. Sevgilerin en güzelini bıraktım kalbimden gökyüzündeki meleğime hediye.