Gold Bilgisayar’ın mühim adamları…!

Kocaman bir teknoloji mağazasıdır Gold Bilgisayar, insanın tüketim çılgınlığını kamçılayan ve birçok şubesiyle Türkiye’nin her yerinde insanımıza hizmet vermekte olduğunu düşündüğüm.

Evimdeki teknolojik ürünlerin birçoğunu ben de sizler gibi bu mağazadan aldım. İhtiyaç doğdukça da yeni ürünler almaya devam edecektim, fakat firmaya olan güvenim bir anda yok oldu.

Nasıl mı ?

Anlatıyorum…

Kapitalizmin büyüsüne kapılarak Kasım 2008’de hiç ihtiyacım olmayan bir ürün aldım. 250 GB’lık CODEGEN marka bir hard disk yani taşınabilir bir bellek.. İşlerimi kolaylaştırması için.

Aldığım bu belleğin Çin malı olduğunu eve geldiğimde fark ettim, deri kılıfla süslü bu belleğin görüntüsü işlevinden daha çok gözlerimi kamaştırmıştı.. Firma yetkilileri de ürünün tanıtımını iyi yapmışlardı, sorun yaşamayacağım bir ürün olduğuna ikna etmişlerdi beni.

Ne var ki aldığım bu ürün 3-5 kullanımda kamyon motoru gibi ses çıkarmaya başladı ve ürün bozuldu, aksilik bu ya benim de evimde tadilat vardı ürünün faturası ortalıklar da yoktu.

Bu ürün bana gerekli olmasa da 100 doların üzerinde para vermiştim, firma bu sorunu çözmesi gerekecekti, çünkü kocaman mağazalarıyla binlerce çalışanıyla ülkeye hizmet veriyordu, ben de bu ülkenin eli kalem tutan bir yurttaşıydım, benim de sorunuma duyarsız kalmayacağını zannediyordum.

24 Nisan 2009 tarihinde Gold Bilgisayar'ın yolunu tuttum, “Bu ürün hemencecik bozuldu.” dedim. Garanti süresi 2 yıl olan bir ürün 1 ayda bozulduğu için ben bu ürünü bir daha kullanmak istemiyorum diye de bilgi eklettim başvuruma.

Gold Bilgisayar yetkilileri “Sorununuza yardımcı olacağız beyefendi, cebinize en yakın zamanda bilgi mesajı gelecek.” deyip bir de üstüne gülücük patlatıp beni yolcu ettiler. Aradan 40 gün geçti ne arayan var ne soran…

Dayanamadım, yaladığım mürekkebin hatırı kalmasın, büyüklük ben de kalsın, onların kocaman firması varsa benim de kocaman yüreğim var diyerek müşteri hizmetlerini aradım.

Ben dürüst bir tüketicinizim, aldığım ürün arıza yaptı ve ben bu ürünü kullanmak istemiyorum, üstelik parasını da verdim ve garanti süresi iki yıl olan bu ürün bir ayda can çekişti, diyerek feryat figan derdimi anlattım.

Telefonun öbür ucunda Çiğdem Hanım olarak kendisini tanıtan nazik bir bayan, firmanın mühim insanlarıyla görüşüp sorunuma çare bulacağını söyledi. Firma bin dereden su getirmeye başladı, yensini vereceklerini yineleyip durdular.

Ürünün yenisini almak zaten benim yasal hakkımdı, ben yeni ürün istemiyordum ki iki günde bozulan ve tekrar bozulacak bir ürün de istemiyordum, aradaki farkı vererek bozulmayacak bir ürün istiyordum.

Ben Çiğdem Hanımla, Çiğdem Hanım tüketicisin sorununa duyarsız kalan Mühim Adamlarla görüşüyordu. Burası malumunuz Türkiye, kırk dereden su getirirler ve sorunuzla yine baş başa kalırsınız hakkınızı aramazsanız.

Sonuç Çiğdem Hanım’ın görüştüğü mühim adam, benim sorunuma duyarsız kaldı, oysa ben bir tüketici olarak Mühim Adam'ın maaşını ödüyordum yaptığım alışverişlerle.

Bir sorunum vardı, bunu mühim adam çözmeliydi, fakat çözmedi, bana iki gün sonra yeniden bozulacak bir yeni ürün vermeyi teklif etti.

Bense “Hayır!” dedim ve “Hayır..!” diyeceğim. Bu sorun Mühim Adam'ın istediği gibi değil, yurttaşın istediği gibi çözülecek.

İki günde bozulacak malı mağazaya koymayacaksın, koyuyorsan da sonunda müşterini mağdur etmeyeceksin.

Ben müşterinin parasını alır daha da zengin olurum, onu bozuk ürünle da baş başa bırakırım diyorsan işte millet.

Ben yurttaşlarla sorunumu paylaşıyorum.

Süslü mağazandan da bir daha alışveriş yapmıyorum.

Ey Mühim Adam sana sesleniyorum:

-Ben alışveriş yapmadığımda sen ne zamana kadar orada Mühim Adam olarak oturacaksın.

Bu bir teşekkür yazısı da olabilirdi, Gold Bilgisayar’ın Mühim Adamları, tüketicisine bu kadar değer verdiği için bu bir sitem yazısı halini aldı.

Güvenle alışveriş yapabileceğim inancına sahip olana dek Gold'a uğramayı düşünmüyorum.

Bu arada Mühim Adamların memurlarını arayarak köşe yazımın müjdesini verdim, onlar da büyük bir zevkle okumuşlardır umarım.