Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

Gölge etmeyin.. Bu topraklar hepimizin!

Gölge etmeyin.. Bu topraklar hepimizin!
 

On yıllardır onbinlerce cana mal olan terör olgusunu kalıcı olarak etkisiz hale getirmek için bir süre önce kara harekatına da başlanmış bulunuyor. Türkiye, uluslararası topluluk ve müttefikleri dahil bölge devletlerini de bilgilendirerek ve yasal savunma hakkını kullanmak üzere askeri harekata girişmiş bulunuyor. Yürüyen, Türk Silahlı Kuvvetleridir. Türk Ordusu, tarihin her kesitinde geçtiği topraklarda masum insanları korumak ve bedeli ödenmemiş tek bir şeye el uzatmamak gibi bir geleneğin sahibidir. Kaldı ki bu harekattan başka bir seçenek bırakılmamıştır. Bizim yerimize kim olsa başka nasıl davranabilirdi?

Türkiye Cumhuriyeti, Türk, Kürt ya da etnik köken temelinde birbirini ayırmayan "bir" halkın kahramanlık destanı ile kurulmuş, bin yılların doğmaları, teknikteki ve bilimdeki gelişmelerin iki yüzyıllık akameti, Anadolu devrimi ile aşılarak, "kanla, irfanla" bütün mazlum uluslara örnek olan emperyalizm karşıtı bir büyük zaferin üzerinde: Ankara'dan Diyarbakır'a, Edirne'den Trabzon'a yükselmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ırk, etnisite, din Cumhuriyet'i değildir. Vatandaşlık bilincine davet çıkaran bir kültür Cumhuriyeti'dir. Kurtuluşu ve kuruluşu görkemli Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarının kalıtılarında ya da daha eski Türk devlet geleneğinde izleri bulunabileceği gibi Anadolu uygarlıklarının üzerinden gelir; haklıdır, halktandır, hakçadır!

Ve büyük önder Atatürk'ün (Yurta Barış-Cihanda Barış) dediği gibi yalnız kendisi için de değil bütün halklar ve dünya için de barışı isteyen bir anlayışın sahibidir. Onun Ordusu, milletin ordusudur. O Ordu Türkü, Kürdüyle kendi egemenlik ve hükümranlık haklarımızı savunmak adına ve bağımsız bir devletin onuru için yürümektedir. Böyle olmasını istenildiği için değil yukarıda değindiğim gibi başka seçenek kalmadığı için yürünmektedir. Hal böyle iken ABD çevrelerinin "bir an önce bu iş bitsin" telaşını anlamak olanaklı değildir. Gerçekten Genelkurmay Başkanımız bu gibi çıkışlara an'ında gereken yanıtı vermiştir. Amerika'nın kendisine ait olmayan topraklarda ve başka uluslardan insanları kendileirne ait olmayan savaşlarda (en son bizden Afganistan için kapsamlı asker istemeleri gibi) cepheye sürmek konusundaki sicilini kimse sorgulamıyor! Kore'nin teşekkürünü Kıbrıs'ta bize ambargo koyarak ödediklerini de unutmamız isteniyor, olabilir! Dahası Türkiye'de güneydoğu bölgemiz de dahil şehid cenazesi kaldırılmayan ilçe kalmamışken bizi yıllardır oyalamalarını da sorgulamamız istenmiyor olabilir...

Ancak bu son harekatta, elbette askeri startejik ve taktik hesaplanmaların yetkililerce yapılmasıyla, mutlak başarıdan başka her sonuçta topraklarımıza daha yoğun terör ve dış ilişkilerimize daha pervasız karışmacılığı getirir. Böyle olmasın ve yapılan fedakarlıklar artık sonuç versin diye ne zaman çekilineceğini nasıl bir tamponlama yapılacağını Amerikallılar izin versinler de Türk askeri bilsin! Gölge etmesinler yeter.

O arada, bölgeye barışın gelmesinde ve o barışın Kürt, Türkmen, Arap tüm toplumlar için geçerli olmasında bu harekatın
katkısı da olabilir. Türkiye'nin bölgeye; Musul ve Kerkük'e yerleşmek gibi bir niyeti varmış gibi izlenimler veren bölgedeki aşiret liderlerinin propagandalarının da boşa çıkacağı malumdur.

Öte yandan Güneydoğu ve Doğu bölgelerimizde yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını ve çözüm yollarını bu yazının konusunun dışında tutmak isterdim. Yine de şunu söylemeden geçemeyeceğim:

Türkiye Cumhuriyeti ne kadar Güneydoğulu hemşehrilerimizinse, emperyalizm o kadar tüm Ulusmuza yabancıdır...

Kız çocuklarının da okutulmasını isteyen aydınlanmacı yapılar ne kadar haktan yanaysa, din sömürücüleri o kadar hepimize uzaktır...

Bölgeye fabrika gitsin isteyenler ne kadar emekten yanaysa, yatırım teşviklerini sefahat aleminde tüketenler o kadar gençlerimize zarar vermiştir...

Kamu gücünü kötüye kullananlara karşı duranlar ne kadar gerçek ulusalcıysa, o gücün arkasına sığınarak görevini kötüye kullananlar o kadar devletin dirliğe zarar verenlerdir...

Toprak reformu için çırpınan insancıl sol anlayış ne kadar halkçıysa, ağalık üzerinden feodal bölücülük taslayanlar o kadar bu toprakların düşmanıdır.

not: bu yazıyı kaleme aldıktan yaklaşık 2 saat sonra, Genelkurmay'dan "harekatın amacına ulaştığı ve birliklerimizin yurt sınırlarına döndüğü" açıklaması gelmiştir. Bu duruma ilişkin yeni bir yorum yapma gereğini duymaktayım. Konuyla ilgili ikinci ve bu yazımı bu son gelişmenin ışığında tamamlamaya çalışacağım yeni bir yazı yazacağım. Milliyet blog okurlarının ve yönetmenlerinin hoşgörüsüne güvenç içinde, Saygılarımla. R. Bülend Kırmacı. 29 Şubat 2008 TSİ 15:32

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..