Goncada gülüm var.

Kırık iskemlenin üstünde bacak bacak üstüne atmışım. Dirseğim dizimde, düşünen adamı oynuyormuşum gibi, karanlığın haşmetinde kayboluyorum. İçimde fırtınalar, bir o yandayım bir bu yanda. Yıldızlar arkadaşlık ediyorlar bana, bir de sigaram. Hafif kızıllıkla parlarken, bazen duman gözüme kaçıyor istemeden. Gözüm yansa da derin bir nefes çekiyorum, tabakhaneye gidecekmişim gibi. Gece artık kendini sabaha teslim edecek birazdan, belki kuşlar da cıvıldaşacak. Sessizlik yerini doğanın uyanışına bırakırken, ben, ben?

Geçen sabah elimle beyaz gülümü saksıya gömdüm. Gübreli toprağın içine yerleştirdim büyük bir özenle. Beyaz istedim gülümü. Masumiyet, saflık, suçsuzluk istedim bakarken, belki de gelin olsun istedim, hani mutluluk kokar belki, Küçük hayallerimi besledim gülümde, belki de rüyalarımı…

İçimde bir sızı rahatsız etti beni, halbuki ben kırmızı gülü severdim. Ama kırmızı uzun zamandır huzursuz eder olmuştu beni. Bazen sevmek, bazen unutmak için hatta üzülmek için bile çok güzeldi kırmızı gül. Saklanması gereken kurutulmuş bir kırmızı gül. Tüm gözyaşlarımı hapsettiğim kutuya yerleştireceğim birer birer. Her bir damla gözyaşını bir gül tanesiyle birleştirip uçurumun tepesinden uçuracağım. Uçacaklar ve bir daha hiç geri dönmeyecekler.

Tüm acılarımı, hapsettiğim kitap arasından serbest bırakmak istiyorum. Turuncu gül yapraklarına yerleştireceğim tek tek. Onları da uçuracağım yere inmemecesine.

Tüm hezeyanlarımı, heyecanlarımı da pembe güllere yerleştirip gömeceğim. O kadar derin olmalı ki bir daha hatırlamamalıyım.

Bana beyaz kalsın. Duru ve saf olan, hiçbir şeye karışmayan, sade ve ben olan beyaz. Belki yeni bir sayfa, bembeyaz, tatlıya tuzluya karışmayan, günahsız. Belki hasreti içinde gizler de gıkını çıkarmaz. Gözüm kamaşsın uçsuz bucaksız beyazlıktan. Şeytan uzak dursun bu sayfadan, renklenmesin sayfam, duru kalsın her dem. İçinde beyaz yaseminler barındırsın. Bir taraftan yasemin kokusu bir taraftan gül kokusu sarsın beni.

Elimin acısına irkildim. Sigaram bitmiş ve iki parmak aramı yakmış. Kuşlar cıvıldamaya başlamış. Denizin mavisi göğün mavisine karışmış. Gözlerim kamaşırken havada rengarenk gül yapraklarının uçuştuğunu görüyorum. Hepsi göğe yükseliyorlar.

Unutmuşum, beyaz gülümü suluyorum balkonda.

Gülüm gonca vermiş. Yeşil yaprağın içinden beyazlık bana gülümsüyor.