Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Gönlü sizde olanı kimse elinizden alamaz; bu nedenle kıskançlık aptallıktır

Gönlü sizde olanı kimse elinizden alamaz; bu nedenle kıskançlık aptallıktır
 

Bağlı insan, birine ait insan olmaz; eşimiz de olsa sevgilimiz de olsa kişi bağımsızdır. Kişiler de ülkeler gibidirler; bağımsızlığını elinden alırsanız gerçek özelliklerini size gösteremezler; sizin istediklerinizi verir sizin istediğiniz gibi olurlar. Oysa bir kadının/erkeğin gerçek güzellikleri kendinde saklıdır. Ayrıca aşk siz isteyip alınca değil, karşınızdaki isteyip verince tatlıdır. Sahip olduğunuz, size ait olan kadın/erkek zaten sizin malınızdır, istediğiniz zaman yatağınıza gelmek zorundadır; bu da aşkı öldürür.

Eşimizi, sevgilimizi kıskanırız; bu o kişinin hayatına müdahaledir; ineğin boynuna yular takar gibi kolundan tutup zorla evimize götürürüz, ya da zaten gelmek zorundadır. Artık bu kişinin kendi özgür hayatı bitmiştir; kırlarda çiçek toplarken bile bizden izin almak zorundadır, bizde izin vermiyoruz zaten. Bu, karşılıklı boyunlarına zincir bağlanmış bir nevi köleliktir. Eş, sevgili bu durumda benzetmek gibi olmasın ahırınıza bağladığınız inek gibidir; örneğin pencerenize konmuş kuş gibi değildir.

Sadakat aşkla, size olan ilgiyle mümkündür; gönlü sizde olanı hiç kimse sizden alamaz. Nikâhla, imzayla, sözle de eşinizi sadık yaparsınız ancak bu durumda sizin yatağınızdayken bile başkasıyla beraber olmasını önleyemezsiniz.

Böyle beraberliklerde arada var olduğu düşünülen sevgi ve nikâhın bağlayıcılığı(evliliğin görev ve sorumluluğu nedeniyle) eşlerin isteyerek birbirlerine sadık olacakları söyleniyor. Arada sevgi olduğunu, dahası olsa bile bu sevginin sadık olacak kadar güçlü olduğunu bilemeyiz. Evliler aralarında Aslı Kerem sevdaları var sanıyorlar, evliliklerin nasıl kurulduğunu biliyoruz; görmüş almış, vermiş almış.

Seni sevdiğinden emin olmadığın eşini kıskanıyorsun. Bu, beni sevmesen de başkasına bakamazsın demektir. Herkes Leyla ile Mecnun gibi âşık olup evlenecek değil, hoşlanma bile varsa beraberlik için yeterli olmalı. Ve sizden hoşlanıyorsa niye başkasına gitsin ki? Ve başkasına bakıyorsa sizden hoşlanmıyor demektir, gideceği yere biletini ben alırım. Bana sevgisi olmayan, benden hoşlanmayan biri karım bile olsa yatağıma giremez.

Özellikle eşlerimizin, sevgililerimizin giyim ve davranışlarıyla güzelliklerini ortaya koymaları kıskançlığa sebep oluyor. Dükkândan şişme kadın almıyorsun, onu nikâhına almış olmakla o güzel kadının senin olduğunu garanti edemezsin; sen daha çekici ol başkasına gitmesin. “Ben kocasıyım zaten istese de gidemez” dersen sen işe gidince gider. Ama onun için dayanılmazsan her akşam kapıda seni bekler.

Seven insan sevgisinden de eşinden de emindir; onu yalnız başına Amerika’ya bile yollar. Kıskananlar kendilerinde eksiklik gördükleri ve ihtimal ki eşlerinin sevgisinden emin olmadıkları (ya da gerçekten ortada bir sevgi olmadığı) için kıskanmaktadırlar. Sen bu kadına/erkeğe layık(uygun) değilsen, yanlış bir beraberlik olmuşsa, onun sevgisinden emin değilsen (hatta belki sevgisi yoksa)- yürek kiralanamaz-o kadın zaten senin değildir, yanında geziyordur, böyle birinin neyini kıskanacaksın.

Eşin senden daha güzelse bu zaten yanlış bir evliliktir, delikanlıysan atarsın yüzüğü gidersin. İnsanlık elbisesini giymiş vücut (ihanet yoksa) yatakla kirlenmez. Ve eşin Polat Alemdar gibi ya da Beyonce Kate gibi geziyorsa, karın süper vücudu, baştan çıkarıcı giyimi ve seksi görünüşüyle ortalığı birbirine katıyorsa “Sen çok güzelsin, böyle olmaz, gel seni çuvala sokalım” diyebilir misin? Güzelse güzelliğini göstermek insanların hakkıdır; burada yapacak bir şey göremiyorum. Eğer eşiniz hanımefendi biraz da sizin onurunuzu düşünerek davranırsa ne ala.

Kıskançlık yazılarımız devam edecek. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..