Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gönlümün kıyısı

Gönlümün kıyısı
 

Pek televizyon izlemem, ama bir müzik kanalından gelen sese kulak kabarttığımda, o muhteşem sesten, muhteşem sözler ve ezgilere başımı çeviremedim..
Cansın Erol’un sözleri, Selahattin İçli bestesi ve Ahmet Özhan’ın o huzur veren sesinden dinlerken, aldı gene beni oturduğum koltuğumdan, götürdü çok uzak ve bir o kadar da masalsı bir dünyaya..
*********************
Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir
Gönlümün kıyısına vurur.
Aşınan kayalar gibi ruhum,
Suskun, yorgun, öylece durur.
Islak kumlara yazılmış hikayeler,
Ummana karışır silinir yavaş yavaş,
Her dalga ömrümden bir şeyler koparır.
Ağır ağır sönen gönlüm,
Sakin koyları özler
Son kum tanesi olana kadar.
Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir
Gönlümün kıyısına vurur.
Son kum tanesi olana kadar.
***********************
Hüzün, benim öteki adım oldu sanki bu ortamda...Yapışmış kalmış yüzümdeki çizgilerin arasına; gözlerimde farklı bir bakış olmuş...Kokum olmuş sanki, yürüdükçe geçtiğim yollarda bıraktığım...En neşeli anımda, aldatılan bir sevgili gibi boynu bükük durur karşımda...Sevdalım olmuş galiba hüzün benim. Her daim yanımda, peşimde bir gölge gibi...
Ve dalgalar, deli dalgalar...Deniz bir coşmaya görsün, o cam gibi berraklık nasıl da köpük köpük vurur, o biraz önce okşadığı kıyılara. Ne varsa içinde ve dibinde çıkarır ortaya, ne varsa içinde artık ona ait olmayan, atar durmaksızın; temizleyinceye değin kendini...
Öyle sabırlıdır ki, bazen durulup bazen de coşararak; hafif hafif gelgitlerle ya da kızgın bir boğanın hırçınlığında ulaşmaya çalışır hep kumsala ya da kayalara...
Ve kayalar; öylesine ihtişamlı görünür ki gözümüze; huzur veren denizin yanında. Sanki hep denizden daha güçlü zannederiz de kayaları...Oysa onlar ihtişamla uzanırken o huzurlu suya, sabırla ve umutla dokunuşlara aldırmadan. Aldırmadan ufalanıp giderler her dokunuşta...
Ufalanıp giderler; suya yazılan sözler kadar yok oluşlardır denizin kayalara dokunuşları aslında. Ufalanırlar ve minicik kum taneleri olarak karışırlar dünyaya...
Deniz; hep aynı denizdir...
Vurur durur kıyıya...
Sabırla, inatla; bazen öfkeyle, bazen usulca...
Huzur verir çoğu zaman, çoğu zaman da ürpertir deli dalgalarıyla...
Deniz; huzuru, korkuyu, mutluluğu, yaşamı, ölümü...Hayata dair ne varsa her şeyi barındırır koynunda...
Aşktır çoğu insanın hayatında, tutkudur bazen ölümüne..
Çünkü deniz hem sunar, hem de alır aslında!
Peki ya kayalar, o zavallı kayalar. O ihtişamlarına rağmen denizin sabırlı vuruşlarına baş eğmiş kayalar... Aslında kendilerine ulaşmaya çalışan deniz tarafından ufalanıp, kum tanesine dönen kayalar...Kayalar da denize aşık galiba...


Blognot1: Bugün hava çok sıcak ve ben denizi çok özledim galiba....çağırıyor beni!
Blognot2: Sevgili Serap İnce'ye armağanım olsun.

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..