Gönül Tol negasyonu

Son 15 yıldır karşıma çıkan, dış politika konusunda yazan tüm hanım yazarları değilledim: Yasemin Çongar, Ceyda Karan, Duygu Loloğlu, Ayşe Karaabat. Bu işi beceremedikleri için değil, bilgilerini dışarıdan alıp sindiremeden aktardıkları için. Yani, kendilerininmiş gibi görünen ve aynı anda ikisi de geçersiz farklı bilgiler ve yorumlar aktarmak konumunda kaldı hepsi.

Şimdi de Gönül Tol çıkmış karşımıza.

Kendisinin 2 metni var:

http://www.ercisnet.com/bilesenler/koseyazilari/yazi.php?yazi_no=1299

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/gonul_tol/dohadan_ortadogu_ve_amerikaya_bakmak-1371317

Düşünceleri birbirini tutmuyor. 2011’de AKP’den milletvekili aday adayı olmuş. O tutum-davranış, hiç mi hiç tutmamış üstüne üstlük.

Birinci metinde, ABD’yi, Arap Baharı’nı ve AKP’yi olumlamış; ikinci metinde üçünü de olumsuzlamış.

O nedenle tersinden irdeleme yapacağız, çünkü şu anki durum daha önemli ve zaten Arap Baharı üzerinden giden herşeyi onlarca metinde irdeledik daha önceleri.

Bakalım kendisi, Haziran 2015 momentiyle ABD hakkında neler demiş?:

“Kaya gazı üretimi sayesinde, Amerika’nın 2020 yılına kadar Ortadoğu’dan aldığı petrolü yarıya düşüreceği, 2030’da ise Ortadoğu petrolüne ihtiyacı kalmayacağı doğru.”

Biz, bunu 2003’ten beridir söylüyoruz. Yani, 2. Irak Savaşı, Afganistan işgali ve Arap Baharı’nın ABD’ye maliyetinin, oralardan gelecek petrol parasını aşacağını çok önceden söyledik, aştığını da sonra (en geç 2008’de) söyledik.

Ancak ABD, bu nedenle yalnızlaşmıyor.

ABD, onu öyle yapmış ve yüksek mevkide dış politikasında görev almış Brzesinki ve Kissinger’in de belirttiği gibi, tekkutuplu bir Dünya’nın berbat olduğu bir durumda, 7 milyarı kendine düşman ediyor, kendi halkını bile. Belki 2010’a kadar geri vites vardı ama 2015’te artık yok.

ABD, bu nedenlerle yalnızlaşıyor.

Roma da öyle olmuştu, Osmanlı da.

“Fakat Arap ayaklanmaları nedeniyle bunların hiç biri olamadı.”

Oysa 2011’de, Arap Baharı’nı savunan, Tol’un bizzat kendisi.

2011’de ılımlı İslam’dan söz etmiş ama ABD zaten şeriatçı olan İslam’ı engizitör yaptı çoktan.

“Yaptırımların kaldırılmasıyla gelen ekonomik rahatlamanın İran’ın bölgede daha agresif bir rol oynamasına da neden olabileceğini de görüyorlar.

‘Eğer böyle olursa, İran’ın hareket alanını kısıtlamanın başka yollarını buluruz’ diyor Kahl.”

İşte kırılma noktası da bu.

İran’ın ümüğünü sıkarken de, olmadık anda onu feraha salarken de, hatalı idi ABD. Yumurta çekiçle kırılmaz. Nasıl ki Fransa İsrail’e atom bombası verdiyse, Çin ve Rusya da İran’a atom bombası verdi. Bunu herkes biliyor. Önce İsrail’inkileri alın, sonra İran’ın kileri alın.

“Bu panik hali, bölgede daha fazla militarizmin, Suudilerin Yemen’de giriştiği türden askeri maceraların önünü açabilir…”

Şahin ‘neo-con’ Cumhuriyetçiler’in ve bayan Clinton’un istediği de bu zaten. Seçilirse de, o sayede seçilecek kendisi 2016’da.

“Bölge petrolü global petrol piyasası için önemli olmaya devam edecek.”

Hayır.  Kanada, Norveç ve Rusya-Japonya boru hattı, herşeyi değiştirecek, çok değil 10 yıl sonra. Bu, 3 yeni-farklı aksis birden demek olacak.

“Obama Körfez’deki otoriter rejimleri, askeri darbeyle yönetime gelmiş Sisi’yi desteklemeye, Türkiye’deki demokrasi ihlallerine sessiz kalmaya devam etti.”

Yanki tipi ılımlı İslam, zaten öyle yapar. Yaptı da. Krallıkla yönetilen hiçbir İslam ülkesine dokundu mu Yankiler demokratik demokratik?

Peki acaba Tol, AKP’nin demokrasi ihlallerine hangi sesini çıkardı acaba?

Acaba Tol, 2015 seçimleri için de adaylık düşündü mü AKP’den? Veya Davutoğlu’nun yerini alıp da, en genç-kadın dışişleri bakanı olmayı?