Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '07

 
Kategori
Sinema
 

Gönül yarası: Televizyonda bir kez daha izlerken

Gönül yarası: Televizyonda bir kez daha izlerken
 

“Ayrılık ateşten bir ok” türküsünü söylüyor, filmin henüz başı. “Etek sarı, sen etekten sarısan” o uzak otobüs terminalinde söylenen türkü böyle başlayacak yaklaşık iki saat sonra filmi son sahnesinde. Müziğimizin anlatımını güçlendirmek için kullandığı sözcüklere bayılıyorum: Yüzündeki sarılığı anlatmak için “etek sarı” diye başladığında o türkü güzel bir türkü oluyor. Hüzünlü bir filmin sonuna anlam ve daha çok hüzün ekliyor.

Şu anda Kanal D’de Gönül Yarası filmini seyrediyorum, bir yandan da içimdekileri yazıyorum. Bu filmi sinemada seyrettiğimde çok beğenmiştim.

Köyde öğretmenken emekli olup İstanbul’da taksi şoförlüğü yapan Nazım ile pavyon şarkıcısı Dünya’nın filmi Gönül Yarası... Yaşlılığın, gençliğin, geleneklerin kıskacındaki üç kişinin hiç iyileşmeyen gönül yaralarını anlatıyor.

Şener Şen çok büyük oyuncu olduğunu yine gösteriyor, Meltem Cumbul da bu filmde oldukça iyi bir oyunculuk sergiliyor. Türkülerdeki o buğulu sesi sanki tam bu film için.

Sinemada seyrettiğim filmleri daha sonra televizyonda da izliyorum. Eski yıllarda sinemada gösterildikten sonra televizyonda gösterilene kadar çok zaman geçerdi. Şimdi ertesi yıl filmi televizyonda seyrediyoruz. Aynı filmi yeniden seyretmek, eski bir anıyı anlatmak veya dinlemek gibi birşey.

Aynı filme sinemada da birkaç kez gittiğim zamanlar olmuştu. “Uçurtmayı Vurmasınlar” filmine ikinci kez gittiğimde sinemadaki seyircileri izlemiştim. Parkta jandarmanın çocuğa simit alıverdiği sahnede tüm salonun gözlerini silmeye başladığını gördüğümde değer yargılarımızın, kültürümüzün hepimizin duygusallığımıza nasıl aynı şekilde yansıdığını anlamıştım.

Seksenlerde Cazcı Kardeşler filmi sinemada ikinci kez gittiğim ilk film olmuştu. O gün bir yanlış anlama nedeniyle gitmiştim ama şimdi sinemada oynasa yine giderim.

Geçen yıl “Eğreti Gelin” filmine sinemada üçüncü gidişim o akşam beraber sinemaya gideceğim gruptan ayrılmamak içindi ve bu durumu filmden çıktıktan sonra söylemiştim. İlk iki seyredişimde Fikret Hakan’ın çok yapay bulduğum için usta oyuncuya yakıştıramadığım oyunculuğunun aslında oynadığı rolün gereği olduğunu son seyredişimde farketmiştim.

Aynı filme ikinci kez gittiğimin açıklamasını “bir kerede anlamıyorum, onun için ikinci kez seyrediyorum” diye açıklamam herkesin çok hoşuna gider. Asıl neden verilmiş sözleri tutulmasından başka değildir. Yalnız bir kez ilk defasında anlamakta zorluk çektiğin Fransızca bir filme yine verilmiş bir söz nedeniyle ikinci kez gitmiştim ve ikinci de tam anlamıştım. Bu film 2005’in ilk aylarında vizyonda olan “Kayıp Nişanlı” filmiydi. Vizyona girdiği Cuma akşamı ve Cumartesi akşamı aynı salonda izlemiştim. Filmi ikinci seyredişimde çözmüştüm.

Aynı filmi defalarca seyretmek bir gerçeği yüzüme vurur, film her defasında aynı bitmez. Bir zamanlar kötü sonla biten film başka bir zaman iyi sonla bittiği oluyor. Filmleri yeniden seyrettiğinizde bu gerçeği unutmayın.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..