Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '06

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Gönüllü dil kirleticileri

Gönüllü dil kirleticileri
 

Sizleri yine rahatsız ediyorum. Bu defa biraz uzun sürecek sanırım. Bu uzun yazımı okumanın sıkıcı olacağını biliyor, sabrınıza sığınıyor, zamanınızı alacağım için şimdiden özür diliyorum. Söyleyeceklerimin özünde şu yatmaktadır: Hepinizi, dilimize sahip çıkma adına göreve davet ediyorum.

Bizleri huzursuz eden, şikâyet ettiğimiz, beğenmediğimiz konuları görüp geçiştirmeyelim. Susmak bizlere kaybettiriyor. Bireysel olarak çırpınıp didinmelerimiz işe yaramıyor. Bunları paylaşmak, herkese duyurmak, yapanları densizliklerinden, ayıplarından dolayı kınamak boynumuzun borcu olmalıdır. Kınayalım ki dili kirleten bu aymazlar titreyip kendine gelsin. Bu dilin sahipsiz olmadığını anlasın. Meydanı boş bulup istediğince cirit oynatamayacağını bilsin.

Suskunluğundan dolayı azınlık gibi görünsek de suskun çoğunluk olan bizlerin bu konuda dertli olduğu kesindir. Ama herkes kendince rahatlayabilmek için bağırıp çağırarak tavşan misali dağlara küsüyor. Bunun bir yarar sağlamayacağını kendisi de bilir. Böyle düşünüldüğünden de yeri gelince "Bana ne, bir ben miyim doğrucu, bir benim karşı koymamla ne değişir ki?" denilebiliyor. Oysa bu sessizlikten, suskunluktan, bir şey yapamama çaresizliğinden sıyrılmak, kurtulmak bize bağlı. Eleştirileri seslendirmek, herkese, yetkililere, sorumlulara duyurmak gerekmez mi? Bu sevdaya sahip çıkmak istiyorsak saha dışında kalmamamız, meydanı boş bırakmamamız gerekir.

Dil kirlenmesi öylesine ivme kazanmıştır ki artık ipin uçu kaçmak üzeredir. Kaçmıştır demeye dilim varmıyor. Bu durum, bireysel olarak karşı konulmaz hale gelmiştir. Karşı koyduğumuzda da yavuz hırsızların saldırısına uğrarcasına geri kafalı, tutucu, aydın olamayan, onların deyimiyle "global"leşemeyen kişiler olarak suçnanır olduk.

Herkesin kendince bir işi, kısıtlı zamanı olduğu kesindir. Ama bu ulus için, bu dil, bu kültür ve geleceğimiz için ne yaptığımızı, yapabileceğimizi düşündüğümüzde bu konuda daha duyarlı olunması gerekmez mi?. Yapının sağlamlığını istiyorsak ya bir tuğla ya da bir avuç harcı esirgememeliyiz. Gücümüzün yettiğince bir sigara, kahve içimlik zamanımızı bu konuya ayırırsak, inanın pek çok şeyi değiştirmenin, pek çok şeye dur diyebilmenin gururuyla onurlanacağız.

Herkes şikâyet ediyor. Ama sadece şikâyet ediyor. Oysa icraat gerekiyor. "Durun bakalım, kendinize gelin, siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Bu dil sizin kepazeliklerinizi, kendi kişisel dürtülerinizi tatmin etmek için seçtiğiniz bir araç mı? Buna hakkınız, yetkiniz var mı? Sizi kınıyor buna izin vermiyoruz." diyebilmeliyiz.

Eğer kaygılarımı kaygılarınız; kavgalarımı kavgalarınız; eleştirilerimi eleştirileriniz, uğraşımı uğraşınız olarak kabul ediyor bana hak veriyorsanız rica ediyorum: Lütfen elimizi taşın altına doğru uzatmaya çalışarak bu işe sahip çıkalım.

Sizlerden beklentim şudur: Radyoda, TV'de, gazetede, çevrenizde kısacası her yerde gördüğünüz, duyduğunuz dil kullanımıyla ilgili her türlü densizliği, çirkinliği, aymazlığı yazışmalığımıza aktarıp tüm okuyucularla paylaşalım. İlgili kişi, kurum veya kuruluşlarla iletişime geçelim. Yorumlarımızı ekleyelim. Daha önce yapmış olduğumuz bu tür etkinliklerin hemen hemen hepsi amacına ulaşmış, eleştirilerimiz doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Yine aynı başarılara imza atacağımıza, gürleşen sesimizce yankı bulacağımıza eminim. En azından gelecek günlerimizde geriye dönüp baktığımızda "Ben bu iş için çaba harcadım." diyebilemenin huzurunu yaşayabilelim. Elbette temiz, duru ve bizim dilimizle.

Konuyla ilgili olarak başlattığım son eleştiriyi, TRT'nin "Bilişim Rüzgârı" adlı programına yönelttim. Eleştirilerimi ve aldığım yanıtı görmek için aşağıdaki bağlantıyı tıklamanızı rica ediyorum. Bu konuda vereceğiniz desteğin, bu tür programların daha özenli, ehil kişilerce yapılmasına yardımcı olacağı kesindir. Oldu bittiye getirilen çalışmalar karşısında sessiz kalınmayacağını göstermek gerekiyor. Lütfen yapacağınız yorumlarla desteğinizi esirgemeyiniz.

Zaman, bir elin nesi var diyenlere karşı ellerimizi birleştirip sesini çoğaltmamızın zamanıdır. Bu birliktelikte, bu sevdada yerinizi almanız dileğiyle.

En içten saygılarımla

Bilişim Rüzgârı (TRT) adlı programla ilgili bölüm bağlantısı:

http://www.dilimiz.com/forum/viewtopic.php?t=1524

 
Toplam blog
: 87
: 3041
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

Çankırı doğumlu (1954). İlk ve ortaokulu tamamladıktan sonra liseye Ankara'da devam etti. Özel ti..