Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Google gençliği

Ve büyüdüler...

80’lerin, antisiyasal, antitoplumsal müfredatıyla yoğrulmuş, kasadan başka bir kutsalı olmayan, hayatı bir kurtlar sofrası, insanları kendi bacaklarından asılan birer koyun olarak gören zihniyet yayıldı. Bilgisayar, cep telefonu, internet ve televizyon gibi iletişimsizlik araçlarıyla topluma, doğaya ve her şeyden önce kendine yabancılaşan, özsüz, tözsüz ve sözsüz gençler yavaş yavaş her yerde ağırlığını hissettirmeye başladı. 60’larda eylem yapan babasını, 70’larde’dava’ için savaşan ağabeyini reddederek oluşturduğu yeni kimliği için zinciri kendine doğru çeviren herkesi dost, parçalamaya çalışan herkesi düşman olarak gören kayıp nesil, artık toplumun dominant öğesi olma çabasında.

GOOGLE GENÇLİĞİ

Yeni yüzyılın yeni ‘google gençliği’, artık bilgi edinme ve saklama erdemi yerine, bilgiye ulaşılacak gereçlere sahip olmak için birbirini yeme peşinde. Google’da birini ararken kendini kaybeden gençlerin bilgi saklama erdeminin gereksizliği üzerine ukalaca bir felsefe geliştirmesi tam da bu 80 sonrası hayatımıza giren, ‘adamını bul’ ve ‘her koyun kendi bacağından asılır’ çizgisine atıfta bulunur.

Neye, ne zaman, nasıl tepki vereceğinden habersiz bireyler, söz konusu olan kendi çıkarları olduğunda, ‘insanı insanın kurdu olarak düşünme geleneğinin gereği olarak’, demokratik eylem adı altında, bizim daha iyi bildiğimiz bir tanımlama ile ‘sivil itiraz’ ve sivil iteatsizlik’e başvurur oldu.

BULAŞICI HASTALIK

Sivil itiraz ve sivil iteatsizlik tarafımızca pek hor görülen bir tavır olmasa da son günlerde, kimilerinin linç, kimilerinin baskın, kimi ‘halk yalakaları’nın da halkın adaleti dediği eylemler, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılmaya başladı.

Osmanlı’dan bu yana geçerli olan patrimonyal yapının en yaygın olduğu ve sivil iteat olarak bilinen, devlete ve adalete güvenin hiç sarsılmadığı, muhafazakar bir yapıya sahip Trabzon’da bile 3’er gün arayla değişik ileçelerde değişik motivasyonlarla, değişik amaçlar uğruna, benzer sivil iteatsizliklerin gösterildiğini tanık olduk.

Sivil iteat kültürünün, ‘sivil iteatsizlik’e yalnızca, yılanın kendine dokunduğu anda dönüşmesi, toplumun yaşadığı çürümenin ve 80 sonrası gençliğinin kofluğunun en büyük göstergesi olarak göze batıyor.

ŞAL VE SLOGAN

Artık kamu yararına olan; katı atık tesisi, çöp aktarma tesisi ve halk otobüsü ihalesine karşı insanlar, dövizler ve pankartlarla karşı çıkabiliyor. Üstelik şal, peştamal, lastik ayakkabı ile tarladaki çapasını ve belini bırakan insanları 1 saat sonra ellerinde pankarlarla slogan atarken görebilir ve ubu durumu yadırgamayarak da engin bir hoşgörüye sahip olabilirsiniz.

Ancak bizim kültürümüzde devlet ve kurumları eliyle yapılacak olan ve her ne olursa olsun ucunda kamu yararı olduğu bilinen bir hizmete, yöresel kıyafetli kadınlaramızı ve çocuklarımızı da kullanarak karşı koymak, devletin kurumlarının yapacağı ihaleye baskın yapmak, belediyenin vatandaşın huzuru ve rahatı için yaptığı bir ihale üzerine belediye binasını abluka altına almak, ( ve ayrıca kendi gibi inancı uğruna eylem yapan gençleri taşlamak) gibi bir tavır yoktur.

TOPLUMSAL MI KİTLESEL Mİ

Burada önemsenmesi gereken konu, bu tür fevri çıkışların, postmodern gençlerin, modern dinamikleri ıskalamasından ve yüzeysel olarak taklit etmesinden, yabancılaşmasını bu tür sosyal tepkilerle ikame etmeye çalışıyor olamsıdır. Postmodern toplumun toplumsal bir birlikteliği gösterdiği tek yer, maalesef ki eylemler olmaktadır.

Son dönem dünyada yaşanan patlamaların sebebi, kapitalist zincirin ilk ile son ayağı arasındaki derin uçurum, yine aynı toplumsal patlamanın tezahür biçiminin marjinalleşmesinin sebebi ise, bahsettiğimiz 80 sonrası gençliği, pop gençliği ya da google gençliği diye adlandırdığımız, yaşadığı sanal alemi gerçek, imajları sahi olarak algılayan neslin, kendini ararken kaybettiği değerleri kısmen görmesidir. Ve bu tür toplumsal gibi gözüken patlamaların, bizce toplumsal değil, fevri yönünün ağır bastığı, galeyan ve pohpohlamalarla bireysel çıkışların kısmen kitle hareketine dönüştüğü yönündeki ısrarımızı sürdürüyoruz.

Fransa’da ne oluyorsa, Hakkari’de, Rize’de Trabzon’da Çamburnu’nda Akçaabat’ta, Değirmendere’de aynı şey oluyor. Google gençliği bir yerde uyanacak ve bilgisayarını, cep telefonunu çöp tenekisine atıp, ‘Ferrasini satıp’ doğaya koşacak, google gençliğinin son yolculuğu kendi içine olacak ve kendini keşfe çıkacak.

 
Toplam blog
: 5
: 1569
Kayıt tarihi
: 09.11.10
 
 

Doğu Karadeniz ve Marmara'da yayın yapan TAKA Gazetesi Yazı İşleri Müdürü. Felsefe ve değişen insan ..