Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '19

 
Kategori
Eğitim
 

Görebiliyor musun?

Bu yazı tüm meslektaşlarıma, kendime ve anne babalara,

Ben mükemmel bir öğretmen değilim, mükemmelik diye bir şey yok.Yüksek farkındalık sahibi biri de değilim. Farkındalık sahibi bir öğretmenim. Biraz sonra okuyacaklarınız,kendi hatalarıyla saklambaç oynayıp başkalarınınkiyle yakar top oynayan birinin ağzından değil. Hata diye addedilen katkıyı her şeyiyle alıp kabul etmiş,yenilerini yapmaya aynı zamanda öğrenmeye de açık; farkındalığına her gün yeni bir tanesini eklemeye gönüllü bir öğretmenin yazacakları. 

Çocukların hayallerini öldürmeyip, bize olumsuz gibi gelen(sürekli bir şeyler anlatmaya çalışması, ağlaması, çok gülmesi, fevri hareketleri, kızgın bakışları ya da alaycı duruşları...) bu  davranışlarıyla aslında ne anlatmak istediklerini görsek; sizce bu neler yaratırdı? Hem o çocuğun hem de sizin dünyanızda. Şimdi belki bazı anne, baba veya can meslektaşlarım; ne yani serbest mi bırakmalı çocuğu? diye düşüneceklerdir. Bahsettiğim şeyin serbestlikle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını bilmenizi isterim ki; beni tanıyanlar bilirler; serbestlik kelimesiyle ilgili ilginç bakış açılarım vardır. Serbestlik de sınıra dahildir. Sınır da serbestliğin içindedir. Bu sınır koymak ile serbestliğin arasındaki o ince çizgiyi yetişkin olarak sen tayin et, demek. 

Kendi gücünü teslim etme, demek. Bu her zaman karşı çıkmayla, zitlaşmayla olmaz; bunu biliyorsun.:)

Sınır koymaya önce kendinden başla demek.

Mükemmellik... böyle bir şey yok; bunu aklından çıkar. Tarih, mükemmel olduğunu sanıp tüm tezlerinin çürütüldüğü felsefeciler, sosyologlar ve bilim adamlarıyla dolu. Bana orjinallikten bahset; mükemmelliği geçelim. İlginç bakış açım bu yönde. Elbette bir şeyin orjinal olması için değişik olmasına gerek yok. Orjinalliğe yüklediğin bakış açıları senin tanımın. Benimkini paylaşmam. Çünkü orjinallik kişiye özel bir tanımdır ve benim şu an bunu seninle paylaşmaya niyetim yok. Şimdi bir düşün; sözlük anlamını düşünme. Senin için orjinal ne demek? Onu hisset, varlığınla. Sonra, dön yanındakine bir sor bakalım, onun için ne demekmiş? İkinizinki birbirine benziyorsa, üzgünüm ama orada orjinallik yok. Bu elbette ilginç bakış açım. Bakış açılarımın yargılanmasına da gönüllü olduğum için yazıyorum zaten. Yazmak özgürlük, özgünlük biraz da cesaret ister. Cesareti övdüğümden veya tam tersini yerdiğimden değil. Kollektif bilincimiz bu yönde ne yazık ki. Sen ne anlıyorsan orjinal olmaktan, o kadar orjinalsin. Orjinal olmayı da kendimizden değerli kılmıyoruz, değil mi?

Çocuğa sınır koymaya gelince; sınır koymak demek, tüm kapıları kapat, buraya da kırmızı çizgi çektim, hadi bu da benim kırmızı çizgim, bu da ... Bu değil sınır koymak. E her yer kıpkırmızı olur sonra orada kimse adım atamaz. Kırmızı çizginin etrafındaki  herkes kendini bir kutuya sıkışmış hisseder. 

Disiplini, disipline olmayı, etmeyi nerede, nasıl kodladın ki; bu konuda tek bir davranış ve düşünce kalıbı olduğuna karar verdin? Disiplini; yarısı açık kalması gereken bir kapının koluna bağlanmış, birinin elinde tuttuğu ipe benzetiyorum. O ipi tamamen sıkıp, kendine doğru çekersen kapı kitlenir; hem de arkadan! E ne olur böyle olunca? Kapının diğer tarafında ne var? Göremezsin. İpi elinden bırakırsan da yarı açık kalması gereken kapı ardına kadar açılır; dışarıdaki toz, çöp her şey içeri girer. O yüzden, çocuk ve gençlerimize kapıyı kapatmayalım. Kendi elleriyle kapıyı açmaları için yol gösterelim. Tabi bu biraz yorucu. Sen bunu alıp kabul edersen büyük katkı olacağını bilseydin, bu neler yaratırdı sence senin hayatında? Başka neler mümkün?

 

 
Toplam blog
: 7
: 186
Kayıt tarihi
: 25.09.17
 
 

YAŞAMIN ÖĞLEDEN SONRASINA BİR KEZ GEÇTİĞİNİZDE GERİ DÖNMEK İMKANSIZDIR.  ..