Görelim hukuk neyler neylerse güzel eyler!

Yargıtay Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne AKP için kapatma davası açması, Ankara’da meydana gelen 4.9 şiddetindeki depremden çok daha şiddetli ve sarsıcı oldu.

Kimi karşı çıktı, kimi hukuki bir süreç olduğunu söyledi, kimi de geç bile kalındığını ima etti. Bu konuda yorum yapanların hukuki sürece saygı göstermek ve de ortamı germekten uzak durmak gibi bir sorumlulukları olduğunu bilmeleri gerekir.

Ben de bu çerçevede kalmayı düşünenlerdenim. Ancak; siyasilerin kararla ilgili ilk tepkilerini ortaya koyarken gösterdikleri gariplikleri ve düştükleri yanlışları görmezden gelmekte mümkün değil.

Sayın Başbakan;
Kuran-ı Kerim'deki sureler kul ve Allah arasındaki inanç birliği ve ilişkileri belirleyen dini kavramlardır. Siyaset meydanlarında savcılara hakimlere cevap vermek için indirilmemişlerdir!!!

Değil 16, 26 milyon oy bile alsanız bu size özgürlükler konusunda sadece kendinize yakın duran kesimlere özgürlük tanıma hakkınız vermez. Beş yıldır laik kesimin endişelerini gidermek bir yana kuşkularını perçinleyen uygulamalar yaptınız.

Partili yönetici ve idarecilerin bir kısmı iktidar olmanın verdiği sorumluluğu taşıyamadı ve merkez sağdan sıkılıp kendi çekirdek kitlenize yönelik işlerle uğraşmaya kalktılar.

Sayın Baykal;
Teşekkür ederiz (!) bizi çooook aydınlattınız. Çok merak ediyorum bu konudaki düşüncelerinizi. Sanırım “davalık bir konu hakkında yorum yapmak davayı etkiler” gibi klasik bir lafla geçiştireceksiniz yine!

Sayın Bahçeli;
Her seferinde, AKP’nin zora düştüğü her olayda desteğinizi esirgemediniz. Hadi sayın Bahçeli, AKP zorda, o urganı atın da onları düştükleri zordan çıkartın yine!

Çok üzülmüşsünüz ama bu ülkede hukuk var. Anayasa'ya, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı şahsiyetli hukukçular var daha dikkatli eleştirmek lazım. Sayın Bahçeli, buna zorlama değil 'HUKUK' diyorlar. Yoksa bu millet AKP’yi koruma ve kollama görevi mi verdi size?

Sayın Toptan;
“Yaklaşık 40 milyon vatandaşımızın sandık başına gittiği büyük seçimde çıkan sonuçlara bakıldığında uzun zamandan beri özlediğimiz yüzde 86 gibi bir temsil oranıyla TBMM yenilendi. Şu anda TBMM’de 4’ü grup kurmuş 7 tane siyasi partimiz temsil edilmekte ayrıca bağımsız arkadaşlarımız da bulunmaktadır. Şimdi ben 23 Nisan’da Ankara’ya gelecek olan çocuklarımıza ‘Bu Meclis’in yüzde 86'sı halkın siyasi düşüncelerini burada yansıtıyor ama bu yüzde 86’nın yüzde 56’sının partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesinde dava görülüyoru nasıl anlatacağım.”

Bırakın simdi duygu sömürülerinize çocukları alet etmeyin. Bülent Arınc’a benzemeyin sayın başkan. Veya Arınç gibi 23 Nisan çocuk bayramında 25 yaşında ki imam hatiplileri getirtir oturtursunuz meclis koltuklarına. Sıkıntı olmaz!!!

Sayın Arınç;
İddianame davanın bir numaralı sorumlusu olarak görülen Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç; "İddianame kin ve garezin ürünüdür, mahkemeden döner" dedi.

Hiçbir şey demeden çekip gitmeniz en iyisi… Son olarak; Türkiye’de parti kapatılmasından utanç duyması gereken varsa o da kapatılan partiler ve sorumlularıdır…