Görev

Görev, nedir? Üstüne düşeni yerine getirmek, yapmakla yükümlü olduğunu yapmak... Göreve ait tanımları uzatmak mümkün. Şimdi, gelelim bizim vatandaş olarak görevimize. Yönetimde söz sahibi olmak için belirtilen tarihte, sandık başına gitmeliyiz.

Senelik izinim bir kısmını, Küçükkuyu'da, bir kısmını da Kuşadası'nda geçirdim. Çok ilginç bir davranış hali var insanlarda.

Gariptir ki herkes, ister "EVET" ister "HAYIR" diyecek olsun referandumda, kendisinin yerine başkalarının karar vermesini şimdiden benimsemiş. Yönetimden, yönetim şeklinden, Anayasa'dan şikayet eden bir dünya insan, tatilini bölüp sandık başına gitmek niyetinde değil. Eee, sen poponu kaldırıp hiç bir şey yapmayacaksın, keyfini bozmayacaksın ve sonra şikayetlenip hesap mı soracaksın. Yok, yok öyle yağma. Neymiş, bilerek insanların tatilde olduğu zamanı seçmişler Referandum için. Evet, olabilir. Sende, boz bu oyunu, gelip kullan oyunu. Yani saçma sapan bahaneler, su götürmez abukluklar.

Kimse, ama kimse elini taşın altına koymayacak, sonra da kalkıp şikayetlenecek. Yok kardeşim. Eğer sen bir şeyler değişsin istiyorsan, geleceksin, tatilini böleceksin ve o sandığa gideceksin. Bunları yapmadan oturduğun yerden ahkam kesersen, hakların da kesilir, sesinde kesilir. Senin de hesap sormaya hakkın olmaz.

Sana verilen hakkı, plaj, deniz, bikini muhabbetine yeğler, oranı buranı yağlayıp salınırsan sahillerde, hesap soramazsın. Sen vatandaşsın, senin görevin sandık başına gitmek. Gitmezsen, bölye gider işte. Amaa, yok olmaz öyle, kesin bir bahanesi vardır tatilini bölemeyenlerin. Bir de kendilerini haklı çıkartmaya çalışır, insanı daha çok çatlatırlar. Bunun bahanesi olmaz. Yol uzun mu? İki gün önce çıkacaksın. Sağlık sorunları ve can kaygısı dışında hiç bir mazeretin yapılacak Referandum için dönmeyenleri haklı kılacağını düşünmüyorum. Sandığa gelmeyenleri de şimdiden uyarıyorum. SAKIN, SAKIN ŞİKAYETLENMEYİN, İNSANLAR LAYIK OLDUKLARI ŞEKİLDE YÖNETİLİRLER. Yönetimleri insanlar getirir ve insanlar götürür. Yüce bir ışık mı bekliyorsunuz hala!