Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Görmesini bilen gözler

Görmesini bilen gözler
 

GÖRMESİNİ BİLEN GÖZLER

Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta
çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.

Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı. Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler.

Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.

Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmis, kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu. Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak: "Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir
çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?" Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!." diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."

Sizinlerle bu hikayeyi paylaştığım için çok mutluyum. Çünkü hikayenin insana verdiği mesaj gerçekten çok önemli. Anne yüreği işte dayanır mı kızını kötülemeye, çirkin olduğunu yüzüne söyleyebilir mi? Aslında belki ona göre kızı onun gözünde dünyalar güzelidir, aslında çirkin demek de hiç hoş değildir hepimizde iki çift göz bir burun yok mudur hepimizin fazlası eksiği var mı şu hayatta herşeyden önce hepimiz insan değil miyiz? Bunun içİndir ki kendimi dünyada çirkin insan var veya güzel insan var diye söylemeye alıştıramadım. Olduğuna inanmak istemiyorum, insanları bu şekilde ayırmak çok çirkin bana göre, hikayede kızı nasıl da kötülüyor arkadaşları hiç doğru olmayan bir şey bu hem de ne kadar günah. Allahın yarattığı bir varlığa çirkin demek gibi bir hak kime verilmiş, neyse konumuzudan sapmayalım.

Sonuçta kız kör oluyor ki bu dünyanın en kötü şeylerinden biri. Bir insanın karanlık bir boşlukta yaşaması renklerden uzak çok zor olmalı bir insan için, ancak sonunda göz nakli yapılıyor bu gözler ise annesinin gözleri burda annenin gerçekten ne kadar değerli olduğu çok iyi anlaşılıyor tabi bir de evlat sevgisinin büyüklüğü....

Kız verilen gözlerle kendine baktığında kendisini ne kadar da güzel görüyor değil mi? Annesi de onu zaten böyle biri olarak görmüyor muydu? Annesinin gözlerinden gördüğü kendi hali ne kadar da hoşuna gidiyor, aslında en önemlisi de görmesini bilen gözler......

 
Toplam blog
: 46
: 1645
Kayıt tarihi
: 06.10.06
 
 

Hayatı en güzel şekilde yaşamaya çalışan ve aynı zamanda ailesine de yaşatmaya çalışan biriyim........