Görmez Röntgenci, ya Gören?

Yaşar Kemal, Çukurova'nın temmuz sıcağından söz ederken “sarı sıcak” der. Anlaşılan o ki, “sarı sıcak”, insanın aklını başından alır.

Nasıl almasın ki?

Görsel ve yazılı yayına düşen bir haber, “sarı sıcak”ın Çukurova insanını ne ölçüde bunalttığını gösterir. Öyle bir haber ki, ad bulmakta zorlanıyor insan.

Şu internet illeti çıktığından beri, haberlerin haberliği kalmadı. Biri bir haber yazıyor, bir şey söylüyor; kes yapıştır yöntemiyle, internet çöplüğünde çöp dağları oluşuyor. Etrafa öylesine bir pis koku yayılıyor ki, koku, kanallar aracılığıyla bir de görselleşiyor.

Haber mi?

Görme engelli öğretmene “röntgencilik” soruşturması!

Allah Allah, bir adam hem görmeyen, hem gözetleyen nasıl olur?

“Adana’da yüzde 100 görme engelli raporu bulunan 23 yıllık tarih öğretmeni 44 yaşındaki Ali Ercan, görev yaptığı lisedeki bir sınıfta ’iki erkek öğretmenin eşcinsel ilişkisini kapının anahtar deliğinden izlediği ve okula yaydığı’ iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldığını, röntgencilikle suçlandığını iddia etti.”


Vali yardımcısı, görmez öğretmene kızmış:

“Siz kapının anahtar deliğinden 2 erkek öğretmeni farklı bir durumdayken izlemişsiniz. Röntgencilik yapmışsınız, bunu yapmaya utanmıyor musunuz?”

Vali yardımcısının deyişine göre, görmez öğretmen, “Ben öğretmenleri uygunsuz vaziyette gördüm” demiş.

Demek ki, gören akıllılar da, “görmez”in sözüne inanmış!

Dendiğine göre, görmez öğretmen, “paranoid akıl hastası”ymış.

O zaman adama sormazlar mı?

“Akıl hastası” olduğu söylenen “görmez”e inananlara nasıl olacak da “akıllı” diyeceğiz?

*****

Haberde okulda iki öğretmenin eşcinsel ilişkisininden söz ediliyor.

Diyelim ki, görmez öğretmen, bu ilişkisi gördü. Ya ilişkiyi sürdürenler, onlara ne yapılmış? Yoksa onların eylemleri “spor”dan mı sayılmış?

Haberi yazanlar, bu işinin ardına düşmezler mi?

Düşmediklerine göre, ortada, her konuda olduğu gibi, bir saptırma var?

*****

Görülüyor ki, garip bir ülke insanı olmuşuz.

Görmez, “röntgencilik”ten soruşturuluyor!

Atatürkçü, laik anlayışı benimseyen, bunun kavgasını veren “laik düzen"i yıkmaktan yargılanıyor.

Mahkemelerin yerini “medya mahkemesi” aldı. Kişiler, önce orada yargılanıyor, “yargısız infaz” yapılıyor.

Polisin topladığı bilgiler, mahkeme kararı sayılıyor!

Gazeteci kılıklı adamlar, sanık avukatların bilmediklerini biliyor, onlardan daha bilgili!

Bu, nasıl bir “değişim”, nasıl?

Demek ki, görmez, “röntgenci” görüldüğüne göre, daha neler göreceğiz neler!



TURGUT ÇELİK/ Mersin (Geçici olarak İstanbul)