Görünen köy…

“Görünen köy kılavuz istemezmiş”. Acaba gerçekten istemez mi dersiniz? 

“Türkiye hızla parçalanmaya doğru gidiyor”. Ne büyük bir paranoya değil mi? Hani biz hep bağırıp duruyorduk, “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye. 

Hiç kendimizi kandırmayalım. Şehitler ölür, vatan da bölünür. Bir defa o terör örgütüne verdiğimiz onca genç fidan acaba şehit midir? Kafamız karıştı doğrusu. Maaşını benim vergilerimden alan bazı milletvekilleri, yaptıkları konuşmalarda benim çocuklarımı öldürenlerin elebaşısı için lider, o katil teröristler için kahraman diyor. Hem benim çocuğumu öldürenleri övüyor, hem de maaşını benim vergilerimden alıyor. Ne başbakan, ne hükümet, ne kanunlar hiçbir şey söylemiyorlar. Üstelik devletin benim çocuklarımı öldürenlerle pazarlıklar içinde olduğu yandaş basında bile her gün var. Nasıl şehitlik, anlaşılır gibi değil. 

&&&&& 

Birileri yaygın söyleyişle “gemi azıya almış” sanki. Omzunda yıldız olan tüm subayları üçer beşer tutukluyorlar. Türk ordusunu silikleştirmek, etkisizleştirmek, kapıkulu yapmak için her türlü oyun oynanıyor. Her gün yeni tanık, delil belge üretilerek davaların asla sonuçlanmaması programlanıyor hissi veriliyor. Hem de açıkça, hem de dudaklarda alaycı bir gülümseme ile. Türk halkı bu yöntemlerle sıkıştırılıyor, eziliyor, bezdiriliyor. Saros vakıflarının finanse ettiği, her gün televizyonlarda fetva üstüne fetva veren, yüzü kızarmayan tipleri bir kenara koyalım. Halkın büyük bir kısmı bile bu yapılan operasyonlardan açılan davalardan hayırlı bir sonuç bekliyor. Küresel çetenin haçlı ordularının bir parçası olarak şu sıralar Libya’daki masum insanları öldürmekle meşgul olan Türk ordusunun subaylarını hedef gözetmeksizin tutuklayıp içeri atan nasıl bir yargıdır dersiniz? İyi düşünün. Amerikan ortağı bir hükümet ve bir NATO ordusu var. Diğer tarafta ne olduğu malum bir mahkeme habire subay tutukluyor. Garip gelmiyor mu? Buyurun bir ipucu. Libya’da NATO nun ne işi var diyen bir başbakan, mecbur olmasına rağmen parlamentodan izin bile almadan Türk Deniz Kuvvetlerini savaşa yolluyor. O kuvvetler de gidiyor. Biraz garip değil mi? 

&&&&& 

Gelelim en can alıcı konuya. “Ekonomi”. Küresel çete sözcüleri birkaç gündür ekonomimizi öve öve bitiremiyorlar. Efendim ihracat rekor kırıyormuş. Bravo. Ancak şunu da asla unutmayalım. Birisi size ihracatı överken onun ne kadarı ithal girdi ile olmuş söylemiyorsa, bilin ki sizi kandırıyorlar. Çok kötü işletiyorlar. Hatta bu işi pantolonlarının askılarına taktıkları parmaklarını oynata oynata yapıyorlar. İhracat %11 artarken, aynı dönemde ithalat %40 artmış. Bu demektir ki, sizin fabrikalarınız kendi halkınız için değil de başkasının halkları, üreticileri için çalışıyor. Yani övünmeye hakkınız yok. Sizin ülkenize bu işin hiçbir yararı yok. Nasıl mı? Cari açığa bakınız. 60 milyar dolara dayanmış ve nasıl kapatılacağı nı kimse telaffuz dahi etmiyor. Neden dersiniz acaba? 

&&&&& 

Bütün bunlar bize şunu düşündürüyor. Ergenekon tertibi sonlandırılacaktır. Yani bu tertibi yapanlar af çıkaracaklar. Tabii onlarla beraber PKK lı teröristlere ve elebaşlarına da. Bu iş içinde BDP nin de onaylayacağı, yakın bir gelecekte güneydoğuyu ülkemizden koparacak bir anayasa ile olacak. Bu yüzdendir ki, bu dönemde halkın büyük ekseriyeti ile seçilen iktidar tek amacının yeni bir anayasa yapmak olduğunu söylüyor. Şimdilik CHP meclise gelmemekle sonucu biraz geciktiriyor ama olsun. Onların da direnci kırılacaktır. Yoksa hapisten çıkarmayacakları kişilere neden milletvekili olma izni verdiler. Onlar sayesinde CHP de konunun içine çekilmiştir. 

&&&&& 

Peki, hükümet bütün bunlara neden izin versin diye bir şeyler düşünebilirsiniz. Dediğimiz gibi can alıcı nokta ekonomidir. Bizim düşüncemize göre, eğer hükümet istenilen anayasayı yapmazsa, sıcak para girişi durur, o heybetli, burnundan kıl aldırmayan iktidar kaleleri iskambil kâğıdından kaleler gibi yıkılıverir. Üstelik o anlı şanlı beyler kaçacak sığınacak “F” tipi bir yerlerde bulamazlar… 

İzmir 2011-07-02