Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '11

 
Kategori
Futbol
 

Görüntü var ses yok. Trabzonspor 1 - İnter 1

Görüntü var ses yok. Trabzonspor 1 - İnter 1
 

Trabzonspor için hayati önem taşıyan bir maçı daha geride bıraktık. En başından beri söylediğim üzere hem çekmiş olduğu şanslı kura hem de İnter'den alınan 4 puan Trabzonspor'u son maçlar öncesi iddialı bir konuma getirdi. .

Benim tahminime göre İnter içerde Cska'ya maç vermeyeceğinden, Trabzonspor için Avrupa Ligi cepte. (Tabii aklımıza Lille yenilgisini dahi getirmiyoruz.) Bir Lille beraberliği ile de Trabzonspor gruplardan çıkar.

Grupta hal böyleyken, dünkü maçın genel tablosunda çok koşan, pres yapan, savunmada açık vermeyen bir Trabzonspor izlerken, CSKA maçında yaşanan gol problemi kaldığı yerden devam etti. Hani " be adam bu takım İnter'le oynadı, o kadar olsun" diyebilirsiniz. Lakin şu gördüğümüz Inter'in Mourinho'lu Inter'le uzaktan yakından bir alakası yok. Zaten İtalya ligindeki durumaları da ortada. Dün oynadıkları futbolda tamamen hayal kırıklığıydı kendileri için.

Böyle bir ortamda Trabzonspor'un gol ya da goller bulması işten bile değildi. İşte o noktalarda da son vuruş becerisi olan bir oyuncu eksikliği ortaya çıktı. Burak her ne kadar iyi niyetiyle de oynasa tipik bir santrafor olmadığı için Lucio ve Samuel'in markajında kaybolup gitti. Yakaladığı bir iki pozisyonda da gerekli vuruşları yapamadı. Son 15 dakikada ise Burak'ın yürüyecek hali kalmadı. Alternatif bir santraforda olmadığı için (Henrique ve Brozek bizim ikinci liglerde zor oynarlar.) 90 dakika sahada kaldı. (Almış olduğu bir kaç ciddi darbeyle birlikte)

Alternatif bir santrafor ya da sol açık olsaydı; bu durumda Halil santrafora çekilebilir ya da oyuna alınan santraforla Burak sağ açık olabilirdi. Ama o bahsedilen oyuncu tipleri Trabzon'da mevcut olmadığından oyuncu değişiklikleri de oyun planları da hep aynı oluyor. Bir B planı yok Trabzonspor'un.

Buna rağmen takımın geri kalanı her maç vasatın üstünde oynuyorlar. Kaleciler için söylenecek söz yok. Celutska ve Cech belki birer yıldız değiller ama Türkiye standartlarına göre çok iyi bekler. Savunmanın göbeğinde oynayan Giray ve Glowacki (ki onlarında alternatifleri yok) ağır olmalarına rağmen son derece başarılılar. Orta sahadaki Zokora, Colman ve Alanzinho 3'lüsü ara sıra arızalar verselerde, sürekli dikine oynayarak rakip savunmaları zorluyorlar. Özellikle Colman top ayağındayken çok etkili oluyor. Top ayağında değilken de sahada uzun saçlı birini arıyorsunuz, varın siz anlayın. Alanzinho ve Adrian ikilisi aynı tip oyuncular, Topu ayağına isteyen, bireysel yetenekleri yüksek, kısacası takımın çilingirleri. Ama her işi biz yapalım dedikleri zaman çok top kaybediyorlar. Sade oynadıklarında Trabzonspor gerçekten hızlı bir takım oluyor.

İleri üçlüyü yukarda yazdım. Trabzon'un zayıf halkaları. Halil bir sol açık değil. Çok iyi niyetli oynuyor. Dün takımın en çok koşan oyuncusuydu. Ama koşmakla pozisyon hazırlanmıyor. Sağ açık olarak Serkan yeterli mi? yorumu size bırakıyorum. Burak'ta dediğimiz gibi alternatifsiz. Yorulsa da kötü de oynasa çıkaramıyorsunuz. En büyük handikaplardan biri bu.

Bunun çaresizliğini Trabzonspor ligde de yaşıyor. Çok iyi oynadıkları maçlarda gol atamıyorlar. Yapılacak bir santrafor transferi ile Trabzonspor hem lig hem de Avrupa için çok iddaalı bir pozisyona gelecektir. (Eğer mümkünse bir stoper ile savunma güçlendirilebilir. Volkan Şen'in lig performansına göre bir de sol açık alınırsa tadından yenmez.)

Son söz: Umut ediyorum ki; Trabzonspor Lille deplasmanına salt 1 puan amacıyla gitmez. Her zamanki oyununu oynayarak rakibi üstüne çekmeden gol atmaya oynar. Yoksa 0-0 bitecek bir maç olmayacaktır. İkinci turda oynamak için elinize bundan daha iyi bir fırsat gelmez. Bol şanslar Trabzonspor.

 

 
Toplam blog
: 106
: 1591
Kayıt tarihi
: 11.07.11
 
 

Metin ve haber yazarı ..