Göz boyayan büyüme rakamları ve ekonomi ilşkisi…

Türkiyem yine mangalda kül bırakmamacasına 2011 yılının ilkçeyreğinde yeni bir dünya rekoru kırıp, % 11 gibi bir oranla beklentilerin çok çok ötesinde büyüyerek, bir büyük işe daha imza atmış… İyi, güzel, hoş, haydi düğün dernek kutlayalım dostlar dediğimizde, moral bozucu büyük resmi gözden kaçırmış oluyoruz… 

Kutlayalım kutlayalım da, mesele kalıcılık ise ve bunu sürdürerek, elde edilenleri har vurup harman savurmadan, ekonomimizin geneline yansıtarak, uzun vadede kendine yeten dev bir ülke yaratmaksa amaç, erken sevinmenin çok da yararlı olmayacağını düşünüyorum… 

Günü güzel gösteren böylesi rakamların göz boyamasına aldanmadan, 5 – 10 yıllık bir projeksiyonla bakıyorum da ülkeme, açıkçası oradaki manzarada durum o kadar iç açıcı değil… 

Çünkü Türkiye gayri safi milli hasıla anlamında, 1980 lerde dünyanın 15. ve 18. ci ekonomileri arasında asansör misali gidip gelen bir ekonomiyken, aradaki o olağanüstü büyüme rakamlarını iyi kullanamadığı için malaesef yerinde saymış…

İlerleyen yıllarda da, 80 lerde çok küçük ekonomiler olarak Dünya Ekonomi Liginde alt sıralarda yer alan Güney Kore ve Endonezya gibi ülkelere geçilmekten kurtulamamış ne yazık ki…

Şuan hoşumuza giden rekorlara imza atılmış büyüme manzarasının, önümüzdeki yıllara yansıtılamaması durumunda, aynı yerinde sayışın süreceğini öngörmek çok da yanlış bir tahmin olmayacaktır şimdiden… 

Dünya ekonomi kompetanlarının, bize yönelik ” Avrasya Kaplanı olmaya gitmemiz ” yönündeki sözlerini, fazla gaz verici ve makro anlamda pek de gerçeği yansıtmayan bir tanımlama olarak buluyorum… 

Evet, büyümek güzel… Böylesi bir milli hasılaya imza atmak ve o yılıverimli geçirmek, her ülkenin hayalidir kesinlikle… Ama bu varlığı yatırımlara yönlendirmeden, kalıcı bir iyileşme sağlamanın zor olacağını düşünüyorum… 

Haydi, hayallerin toz pembe düşlerinden hemen uyanıp, yerinde tasarruflar ve doğru yatırımlarla, hayat daha gerçekçi gözlerle bakalım biraz… Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL