Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '20

 
Kategori
Dünya
 

Göz Gördü Gönül İster

Tüm dünyanın bir anlamda sorunu da aslında kapasitesi olduğu halde kapasitesini kullanamayan, kullanmak istemeyen milyarlarca insan vardır. Fikrini söylemez, söylese duyulmaz, duyulsa önemsenmez, önemsense fikrin sahibi gerçek fikir sahibi küçücük bir para ile fikrini satmaya zorlanır. Aksi halde aç kalacaktır. Dünya düzeni böyle bir sistemin açmazında bir yolda ilerliyor. Birçok insan umutsuzlukla umut arasında gelip gidiyor.

Devir geçmiş yüzyıllardan farklıdır. 1950’lerde göz görmediği için gönül de yokluğundan dolayı arzulamıyordu ancak medya aracılığıyla hemen her şeyi üretildiği anda gören gözler bunları ne yazık ki güçlü bir talep yaratırken, imkânsızlığı ile sukut-u hayale uğruyor. Geçmişte bu durum yaşanmadığı için toplumsal düzen de dâhil olmak üzere bir şekilde devam ediyordu ancak umut ve umutsuzluk arası bu gelgitlerden ötürü 21. Yüzyılda kalabalıkları ya uyuşturarak, ya uyutarak ya da taburlar dolusu silahlı güvenlik görevlileri ile bastırmak gerekecek. Neticede her ülkenin ordusu vatandan sonra olası umutsuzluğa kapılıp ayaklanacak kendi halkını ezmek içindir. Bu durum birçok ülkede bizzat ordunun sokaklara inmesiyle pandemi sürecinde başta Fransa, Hindistan, Belçika ve ABD’de devreye girdi. Ordu sokağa indi şeklinde haberleri medyada bir süre yer aldı.

Gözün görmesi talebi artırıyor. Günümüzde arzuların tatmini uğruna her şeyini feda etmeye hazır bir insanlık, her şeyini feda ettiği halde arzularından kaynaklanan talebi karşılayamıyor ve bu durum umutsuzluk yaratıyor. Fakirlikten bunaldığı için böbreğini satan insanlar bir süre sonra, başka insanları yedek parça niyetine parçalayıp satmakta tereddüt etmiyor. Sebep? Daha iyi bir araba, daha iyi telefon daha iyi falan filan. Söz konusu istekler bundan elli yıl önce hayal bile edilemezdi. Dolayısıyla insanların böyle bir risk alması gerekmezdi. Dünya düzeni yaratılan sahte kavramlarla şekilleniyor. Şimdilik ekonomi bu kavramları elde etmek, öznesinin önüne sıfat eklemeye çalışan insanoğlunun sıfat uğruna öznesini bu kadar yok saydığı günümüzde özneler yok olmaya devam ediyor.

Sistem gitgide insana daha fazla risk almasını öğütlüyor. Daha fazla risk al, arzuların tatmin olsun.

ABD bu konuda mükemmel bir laboratuvar özelliği taşıyor. Yedirilen inanlar önce şişmanlatılıyor, sonra zayıflamak, şişmanlamadan önceki ilk haline dönmek üzere yeniden bir mücadeleye girmesi isteniyor. Dünyanın geri kalanı ise kolasıyla, internetiyle, filmleriyle ABD’ye yetişmeye çalışıyor.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..