Gözbağcılık!

Memleketteki pahalılığı önlemek adına siyasal otorite- yani devlet- piyasalara müdahale kararı aldı.

Şimdi benim anlamadığım husus şu:

Siyasal iktidar döneminde, devlet bir nevi “özelleştirmeler” vasıtasıyla, ekonomik düzenden çekilmiyor muydu?

Özelleştirmeler yoluyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin her biri alanında stratejik ve kritik önemdeki KİT’leri (Kamu İktisadi Teşekkülleri), neredeyse “yok pahasına” satılmadı mı?

***

Şuan için memlekette bir “pahalılık” var.

Vatandaşların doğrudan gereksinimleri olan mal ve hizmetlerde, “fahiş” fiyatlardan ötürü yapay bir “enflasyon” durumu da var.

Yalnız, siyasal otoritenin yıllardır yaptıklarıyla son zamanlardaki uygulamaları, birbiri ile uyuşmakta mıdır?

Hani, siyasal iktidara göre, devlet bakkal dükkânı işletilir gibi yönetil(e)mezdi. E bu bağlamda yine siyasal iktidara göre, özelleştirme ve taşeronlaşma yoluyla, devlet küçülüyor, aslına rücu ediyordu.

Devlet ekonomik etkinliklerden çekilerek, iktisadi hayatı “özel teşebbüse” bırakıyordu. Böylelikle devlet, yapması gereken; yani çağdaş modern bir devletin yapması gereken ödevlerine dönüyordu.

İşte… Yol yapacak, hastane yapacak, okul yapacak, park-bahçe yapacak vb. hizmetleri yaparak, liberal bir sisteme geçilecekti.

***

Yalnız şu son günlerdeki “tanzim” çadırlarına bakıldığında, devlet uygulamalarının pek tutarlı gitmediği söylenebilir.

Öyle patates, soğan, biber, patlıcan, domates diyerek geçiştirilecek bir durum yok ortada.

Tekrar, buraya, son açıklanan TUİK rakamlarını yazmaya gerek yok.

İşsizlik artmaya devam ediyor. Sanayii üretimi yavaşlamış durumda. Sonra bir bakıyorsunuz, insanların en zaruri ihtiyaçlarıyla “mermi” hesabı denk düşürülmeye çalışılıyor!

Vallahi böyle tanzim çadırlarıyla mutfaktaki ateş söndürülemez; bence bu son günlerdeki siyasal hamleler, daha çok seçmenin-özellikle AK Parti seçmeninin- tahkim edilmesidir.