Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '09

 
Kategori
Blog
 

Gözümde canlanır koskoca mazi (4)

Gözümde canlanır koskoca mazi (4)
 

İlk yazım, yayına verdikten çok kısa bir süre aynı gün yayına girmişti. Çok sevindirik olmuştum. Sonrasında yazdığım birçok yazı reddedildi.

:)))) Çaylaklık kötü bir şey. Reddedildiğini bile bilmeden editörlere mail üstüne mail gönderiyordum,”yazım neden hala yayınlanmadı” diye.

Editörya gayet nazik bir dille, “reddedilme gerekçenizi sayfanızda bildirdik” diye açıklama yapıyordu. Açıklama yapılan yeri buluna kadar bile bi vakit geçmişti.

Reddedilme gerekçelerim genelde, “kişilik haklarına saldırı” diye nitelendiriliyordu.

Yazılarımda saldırı var mıydı? Vardı tabii.

O günden bugüne ne değişti?

Düşüncelerimde değişen hiçbir şey yok. O gün ne düşünüyorsam bugün de aynı şeyleri düşünüyorum.

:) Değişen tek şey, artık saldırıları daha nazikçe yapıyorum…

Yazılarımı incelediğimde kızmakta ne kadar haklı olduğumu görüyorum.

İşte yine beni çok kızdıran ve bloğa taşıdığım bir olay;

ÇÜNKÜ ONLAR ÇOCUK

"Dün TV' de dehşet birşey izledim. Bir güzellik yarışmasıydı. Bir sürü kız ortada bikinili bir şekilde salınıp duruyordu. Derken podyuma bir çocuk çıktı. Evet, çocuk diyorum çünkü yarışmacı kızımız 18 yaşından küçüktü....

Derken bir kızımız daha anons edildi ve o da 18 yaşından küçüktü. Ama yarışma büyüklerin yarışmasıydı.

Büyükler böyle bir yarışmaya niye girer, onu da hiç anlamış değilim zaten...

Büyüklerle birlikte aynı podyumda bikiniyle yarışan iki tane çocuk. İçler acısı bir durum. 18 yaşından küçük kızları bikiniyle yarıştırmak çocukları istismar etmek değilse nedir?

Böyle yarışmaları düzenlemek kanunda suç değil midir?

Şayet suç teşkil ediyorsa acilen bu konuya bir çözüm getirilmeli.

Kanunda suç teşkil etmiyor ise vicdan yasasına göre suç teşkil ediyor. Aileler böyle yarışmalara çocuklarını nasıl gönderiyorlar?

Benim bildiğim, çocuklar eskiden 18 yaşından önce hiçbir yarışmaya katılamazdı.

Ben sabah erken uyanamadım da kanun mu değişti acaba?

Hatta son çıkan bir kanuna göre kafelere 18 yaş altı çocuklar giremeyecekmiş.

İsterlerse bikinilerini giyip podyumda abileri ve ablalarıyla birlikte yarışabilecekler...

Bu mudur yani!

Bu çağdaşlık masalı uykunuzu getirmiş besbelli. Herkes bir rüyanın peşinde.

Tamam, isteyen istediğini yapsın ama çocukları bu işlerden uzak tutalım...

Bu çocukları temsil eden kurumlar nerede acaba?

Onlarda mı çağdaşlık masalı uykusundalar?

Cumhuriyetimizin yıldönümlerini kutladığımız ülkemizde eğitimin yerini, isim bile koyamadığımız şeyler aldı...

Çocuklar son zamanlarda inanılmaz şekilde aileler dahil olmak üzere sürekli istismar ediliyorlar. Ne yazık...

Ve buna, 'DUR!' diyen yok. Bu daha da yazık ve bir o kadar da düşündürücü...

Kızlarımıza bunu yapmayalım...

Çünkü onlar çocuk..."

:) Dı dı dı dıınnn... Ve işte beklenen an... Nostalji Serisi devam ediyor;

Esra1

Bilmi-Yorum

Ahmet Balcı

Gülçin

Ümit İpekçeker

Murat22

Işın Çavdar

Arif Öğütçü

Medisis

Yeşim Özdemir

Faruk Sürener

Nariçi

Niliş

Hüseyin Atacan

Efsane FB 1907 Baterist Metin

Ermert Revsen

Zeki Etferat

Shalimar

Erol Işık

YolunDiğerYarısı

Ufaklık

Mustafa Mumcu

Nezom

Feraye Güneş

Yapukay

Kwan Yin

Tuğba

Cevodem1957

İbrahim Pekbay

Erkan Bal

epekyardım

:) İyi bayramlar...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..