Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '16

 
Kategori
Deneme
 

Gözyaşı damlası,ter-damlası,kan-damlası bu üç damla muazzezdir.

Gözyaşı damlası,ter-damlası,kan-damlası bu üç damla muazzezdir.
 

Görsel alıntı


Emek, güç, harcayarak, ekilmesinden, biçilmesine, un edilip yoğrulmasına ve nihayet sofraya gelmesine kadar ter dökülür, ona ekmek denir.

Olaylara, civan yaşta yitirilen şehitlere, yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı etkilenip üzülürken.

Canlı-cansızları var eden, ömür ihsan eden, güçlü, kuvvetli, her şeyin sahibi Allah korkusunu hissederken yürek dağlanır, yaş döktürür ona gözyaşı denir.

Vatan uğruna, ( Toprak ) haklı dava uğruna can verilir ona kan denir. 

Kan, ter, gözyaşı bu üç damlanın karıştığı şeylerde hep azizdir, muazzezdir. 

İşte o nedenle Kan toprağın, ter ekmeğin, gözyaşı yüreğin bereketidir diyoruz.

Gözyaşı ve faydaları:

Araştırmalara göre strese direnç göstermede hissi gözyaşının önemi çok büyüktür.

Fizyolojik etkilerde de kendini gösterir. Duygusal gözyaşı stresten kurtulmanın en belirgin ifadesi, bir boşalma ve yeniden dolmayı özleyişin dile getirilişidir.

Tıbbi araştırmalar rahatça ağlayabilen kişilerin daha sağlıklı bir hayat sürdüğünü göstermektedir. Kişinin keder ve elemden ağlayıp içini dökmekle, büyük ölçüde rahatlayacağı öteden beri bilinmektedir.

Ağlamanın ayrıca kan dolaşımı ve solunum sistemine de iyi bir fiziki çalışma sağladığı, bilim adamları tarafından belirtilmektedir. Gözyaşı kendi başına bir ilaç özelliği göstermektedir.

Zira gözyaşlarının zararlı bakteri ve virüsleri öldüren bir enzimi içerdiği, uzun zamandır beri bilinmektedir. Kalp hastalıkları, pektik, kolit, deri döküntüleri ve gerilimlerin yol açtığı pek çok hastalığın kaynağı, içe dökülmüş yani bastırılmış gözyaşları olabilir.

Ağlama dolaşım, solunum, damar ve sinir sistemini uyarır. Nabız hızlanır, kan basıncı yükselir, Yutağın kasılması boğazda bir tıkanıklık hissi uyandırırken diyaframın kısılmasıyla da hıçkırık başlar.

Şiddetli bir öksürme ile akciğerden dışarıya saatte 70 mil süratle hava atılır. Kısa süreli ağlama iyi bir egzersizdir. Bunun da ötesinde göz, burun ve yüzü yıkayan ılık tuzlu su, anarahmindeki amnios sıvısına benzer.

Ağlamak gerilimi azaltarak kendimizi yenilemiş ve tazelemiş hissetmemizi sağlar. Günde ortalama on üç bin defa gözlerimizi kırpıyoruz. İşte o her kırpmada gözyaşı merceğin üzerine yeniden yayılır.

Ağlamak tavsiye edilir

Tüm değerlerin yağmalandığı, sayısız civanınların yüreğinden vurulduğu, bir ortamda hâlâ nasıl gülebiliyoruz, nasıl gülmeyi beceriyoruz. Elbette buna becermek denmez buna gaflet, vurdumduymazlık, hamakat denir.

Anlasaydık yaşamın her saatinde en çok kullandığımız organların başında elimiz, zihnimiz ve kalbimiz gelir. Bunlarında içinde en çok kullandığımız ve kirlettiğimiz kalbimizdir.

Kirlilik içinde bıraktığımız kalbimiz gittikçe kirlilikle beraber paslanıyor. Kalbimizi Allah korkusundan dolayı dökülen yaşlarla yıkamadığımız için meşru olmayan hissizliğin, duygusuzluğun esiri olduk.

Zahidler üzüntüden, arifler sevinçten ağlar. Ağlamanın sebebi Allah korkusu ve sevgisi, cehennem, kıyamet ve ölüm gibi, dünya ile ilgili üzüntü ve acılar da olabilir.

İslâm da bedeni, ailevi, dünyevi, felaket gibi acılara ağlamayıp sabır ve tahammül gösterilmesi tavsiye edilmekle birlikte bu durumlarda taşkınlık yapmadan ağlamak yasaklanmamıştır.

Buna karşılık “ nehva” yani isyanı andıracak şekilde bağırıp, çağırarak saçını, başını yolarak ölü arkasından ağlamak kesin olarak haram kılınmıştır.

Kalben üzülmek ve gözyaşı dökmekte ise dinen mahzur yoktur. Allah iki zıddı bir şahısta yaratmıştır.

Herkes başına gelen şeylere bağlı olarak ağlar ve güler. Bazılarının ağladığı şeye bazıları gülebilir.Bir kimseyi hem ağlatır, hem güldürür bu iki olay birbirine zıttır.

Müfessirler ayette geçen güldürme ve ağlatma olaylarını mutlu etme ve hüzünlendirme olarak değerlendirmişlerdir.

Hayatın her döneminde insanların tepkilerini göstermede özel yeri olan ağlamanın dini hayatta da önemi vardır. Bu günkü şekilleri itibariyle aşırı derecede gülmek hoş karşılanmazKur’an da az gülmeyi, çok ağlamayı tavsiye eder ( 9 Tevbe 82 )

Bir beşer olarak bize düşen insani bir görev de ağlamak ve gözyaşı dökmektir. Ne çare ki artık gözler eskisi kadar yaşarmıyor. Gözlerin kuruması da kuru göz hastalığını ve diğer göz rahatsızlıklarını artırıyor.

Eğer gönüller kurursa, kalpler rikkate gelmezse, şefkat ve merhamet duyguları ortadan kalkarsa elbette göz pınarlarının kuruması da kaçınılmaz olur.

  

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..