- Kategori
- Şiir
Gözyaşlarının Dili
Oyun bol bu dünyada
Oyuncu olmayan, iyi olmazsa
Uzun sürmez sefahat
Başlar birden derin sefalet
Ağlamakta ne var,
Oyuncular her gün neler için ağlamıyor!
Meslek olmuş coğrafyada,
Dilenenler, dinlenenler,
Dinden dine dönenler dökerken gözyaşı
Kimisi mezar başında döker paralı gözyaşı.
Usta olmadan usta ağlayıcıyı bulmak ne zor!
Sonunda gülmek varken
Ağlamak neden olsun o kadar zor.
Acıklıysa sesi
Hele bir de kuvvetliyse bir de nefesi
İş kalır zekâya,
Belki çoğu henüz duymamıştır,
Cenazeciler, oyuncular kadar kutsal
Pencereleri var da belki birazcık dar o kadar!
Duygusalım, ağlama.
Sen ağlarsan kıyamam güzel kardeşim,
Ben durur muyum?
Ben gözyaşlarına kendimi feda ederim
Gaza geldim.
Sahtekâr olmayan nereden bilsin, sahte gözyaşlarını
Sergilenen performanstır, harcanan nefes dahi paradır cabası
Oyun oynar, oyuncu
Masa masa dolaşır,
Gülene gülücük, sevgiliye öpücük,
Ağlama sakın, ağlamak bedelsiz olmaz.
Dayanamam.
Zaman dil çözme devri;
Dilini bilmediğinin dilini nasıl çözersin,
Bir bebeğin bile annesi çözer, dilini
Ağlarken ne istediği bellidir, belli
Kim kimi annesi kadar tanıyabilir ki!
Dili vardır her gözyaşının
Bilen derdi bilir, verir aşı
Bilmeyen şaşırır durur, kalır şaşı