Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '08

 
Kategori
Anılar
 

Grev ayı ve çocuk

Grev ayı ve çocuk
 

5 grev

Televizyonda grev diye bir şeyden bahsediliyordu. Bu grev neydi? Bir türlü kafamda şekillendirememiştim. Gazetedeki fotoğraflardan ve televizyondaki haberlerden anladığım kadarıyla insanları oldukça meşgul ediyordu. Elimdeki verileri mantık süzgecinden geçirince grevin ne olduğunu çözmeye başladım.

Grev, sokaktaki ayı oynatıcıların elinden kaçmış, büyük kulakları olan sevimli bir ayıydı bence. Genelde büyük iş yerlerine, fabrikalara girerdi. Girdiği yeri dağıtır, insanlara zarar vermeden korkuturdu. İnsanlar da onu hem sever hem de korkarlardı, yanaşamazlardı yanlarına. O yüzden grev giren işyerinde çalışanlar dışarı çıkarlar, işyerinin bahçesinde önünde gürültü çıkarıp onu korkutmak isterlerdi. Davullar çalarlardı hatta oyun bile oynarlardı. Amaçları grevin dikkatini dağıtıp onu gürültüyle pasif hale getirmekti. Onu yakalamak için izlenen yol hep aynıydı. Çevredekilerin dikkatli olması ve polisin görmesi için de pankartlara yazılar yazarlardı: ”Bu iş yerinde grev var”

Yazıyı okuyan polis derhal yardıma koşardı, eğer yabancı birisi okursa dikkatli olması gerektiğini anlardı.

İçlerinde korkak olanlar ateş yakarlardı. Grev saldırırsa onlar da ateşle karşılık vereceklerdi herhalde. O ateş yakanları hiç sevmezdim. Onlar hem korkaktı hem de hayvanları sevmezlerdi. Onlara polislerde kızardı, hatta birkaç kez televizyonda gördüm polis onlara çok kötü kızmıştı. Hayvanları sevmeyenlere gereken cezayı vermişlerdi. Çünkü polis hep iyileri korurdu.

Tabi ki bir de kahramanlar vardı. Onlara grev gözcüsü denirdi. Üstlerine grev gözcüsü yazan elbiseler giyer, muhtemelen grevin her hareketini gözlerler arkadaşlarına ve polise haber verirlerdi.

Zaman içerisinde bu grevden birden fazla olduğunu anladım. Çünkü aynı anda hem İstanbul’da hem de İzmir’de olabiliyordu. Hele İzmir’de Tariş diye bir yer vardı, orayı çok severdi, sık sık oraya giderdi. Oradaki işçiler onu kovmayı bir türlü beceremezlerdi.

Bir gün babamın lokantasına gelmesini çok istiyordum. Bize gelse ben dışarı kaçmayacaktım. Ona bisküvi, süt verecek hatta başını okşayıp onunla arkadaş olacaktım. Ne yazık ki grev bizim lokantaya hiç gelmedi. Yüzünü de ne gazetelerde ne de televizyonda hiçbir zaman göremedim…

 
Toplam blog
: 20
: 470
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

1970 Ankara doğumluyum. Sırasıyla İltekin İlkokulu, Cebeci Orta Okulu, Ulus Teknik Lise' sini bitird..