Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '09

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Grip virüsü ve ortaya çıkan sorular

Son günlerin en önemli konusu hızla yayılmakta olan ‘Domuz Gribi’dir. Sadece bu pandemi bile hükümetin her konuda olduğu gibi bu konuda da ne kadar beceriksiz bir uygulama içersinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Gribin ne olduğu, ne şekilde yayıldığı veya nelere sebep olduğu her sağlıkçı tarafından ve halk tarafından gayet iyi bilinmektedir. Bu nedenle, sağlık bakanlığının tarih vererek ‘’... şu tarihte bu hastalık gelişecek, yayılacak’’ diye toplumda panik yaratacağına, önceden bilinen tedbirleri alması ve toplumu bundan nasıl korunacağı konusunda bilgilendirmesi gerekirdi. Çünkü zamanımızda gerekli önlemlerin önceden alınması durumunda grip gibi viral hastalıkların çok da etkili olamayacağı bilinen bir gerçektir.

Ortaya konulan uygulamalarda yapılan hatalardan biri de viral hastalıklarla savaşta antibakteriyel ajanların kullanılmasıdır. Bu durumda bakterilerin üremesi durmakta veya bakteriler ortadan kaldırılmakta ve böylece virüslerin üremesi için daha uygun bir ortam yaratılmaktadır.

Bu konuda toplumda panik yaratılmasının diğer bir zararlı etkisi de ekonomi üzerinde olmuştur. Zaten krizde olan ve kötü giden ekonomik durum, bu panik havasından olumsuz yönde etkilenmiş ve görünüşe göre etkilenmeye de devam edecektir. Ülkedeki ‘Domuz Gribi’ salgını nedeniyle turizm sekteye uğramaktadır. Okullar ve bazı iş yerlerinin kapatılmasıyla büyük ölçüde işgücü kaybı olmaktadır. Toplu bulunulan sinema, konser, alışveriş merkezleri gibi yerlerden mümkün olduğu kadar uzak durulması gereğinin vurgulanmasıyla esnafın da günlük işinde azalma görülmektedir. Elbette bu tip önlemlere baş vurulmalıdır. Ancak toplumda panik yaratılmadan bunlar yapılmalıdır.

1929 lu yıllarda ABD nin ekonomik krizden çıkmak için çeşitli ülkelerde iç savaşlar çıkararak silah satışını arttırması gibi komplo teorilerine günümüzde de ‘acaba bu defa da ABD ekonomik krizden çıkmak için önce biyolojik silahlarla hastalık yayarak, sonra ilaç ve aşı satma yoluna mı gidiyor?’ teorisi eklenmiştir. Ülkemizde aşıya harcanan milyarlarca dolar bu teorinin güçlenmesi ve ‘Domuz Gribinden Korunma kampanyasının’ da zayıflaması yönündedir.

Ayrıca halk arasında bu aşının ülkemize ‘denenmek amacıyla’ gönderildiği yönünde düşünceler de vardır. Bir başka düşünce ise ‘aşının getirilmesiyle bazı kesimlerin büyük karlar elde edeceği ve bu kara koltuk çıkıldığı’ yönündedir. Son günlerde uygulanan aşının bir çok yan etkisi olduğu da basında yer almaktadır.

Bunun dışında sağlık bakanının her kesimi aşı kampanyasına katılmaya çağırması ve buna karşılık sayın başbakan ve cumhurbaşkanının buna katılmayacağını açıklaması gibi çelişkili davranışlar halkın kafasını iyice karıştırmış durumdadır.

Bütün bu nedenlerle sağlık bakanlığının ve yetkililerin bir an önce bu sorulara tatmin edici bir açıklık getirerek halkın kafasındaki karışıklığa bir son vermesi gerekmektedir.

Bu sütunlarda daha önce yayınlanmış olan Grip Virüsünün bilimsel yönden ele alındığı bir yazımın güncellik kazanması üzere sizlere hatırlatmayı uygun buldum;

‘’Havalardaki değişikliğe bağlı olarak hemen her insan vücudunda bir miktar kırgınlık ve yorgunluk hissetmeye başlar. Beden biyolojik olarak yeni çevre şartlarına ve değişen hava sıcaklığına adapte olmaya çalışırken, belli bir oranda direnci düşer. Vücut direncindeki bu azalma, organizmanın dışarıdan gelen bir çok sinsi ve küçük düşmanlarına karşı yenik düşmesine neden olur. Hava değişimi dönemlerinde ve özellikle havaların bir sıcak, bir soğuk değişim gösterdiği bu bahar aylarında, en çok karşılaşılan sinsi düşman ‘Grip Virüsü’ dür.

1930 lu yıllarda ortaya çıkarılan bu küçük mikroorganizma, sık sık moleküler yapısını değiştirerek insanlar için hastalık yapmaya ve korkulu olmaya devam ediyor. Grip genel olarak bir kaç gün bedeni halsiz düşüren ve kendiliğinden iyileşen bir hastalık olarak bilinir. Genellikle öldürücü değildir.

Bununla üniversitede ilk tanışmamızda, eğitmenlerimiz tarafından bu hastalık bize ‘ilaçsız yedi günde, ilaçla bir haftada iyileşen bir hastalık’ olarak ifade edilmişti.

Her ne kadar öldürücü görünmese de bütün hastalıklar gibi Grip Virüsü de ihmale gelmez. Çünkü tarih boyunca grip hastalığının yapmış olduğu büyük salgınlara ve toplu ölümlere rastlanmıştır. Sağlığın kaybı yanında, iş gücü kaybı nedeniyle, kişilerin ve ülkelerin de bu nedenle büyük ekonomik kayıplara uğramaları söz konusu olabilmektedir.

Grip salgınlarının en önemlileri;

İlk grip virüsünün izole edildiği (keşfedildiği) yıllardan hemen önce aralarında New York, Londra ve Moskova’ nın da bulunduğu dünyanın bir çok şehrinde görülen büyük salgında yaklaşık 20 milyon kişi hayatını kaybetmiştir.

1957 de ‘Asya Gribi’ adı verilen epidemiden sonra, 1968 de ‘Hong Hong Gribi’ adı verilen salgın yaşanmıştır. Aynı virüsün 1982 kış aylarında Avustralya’da salgınlara neden olduğu saptanmıştır.

1918 de New Jersey’ de ve 1976 da Fork Dix’ de daha küçük ölçekli benzer salgın kayıtları mevcuttur. ‘Domuz Gribi’ adı verilen bu salgınlar için aşı geliştirilmişse de bazı ölüm vakalarının önüne geçilemediği için aşı uygulamasından vaz geçilmiştir.

Son yıllarda bu aşı çalışmalarına tekrar hız verilmiştir.

Salgınların ve ölümlerin nedeni Grip Virüsü’ nün yapısında gizlidir. Sinsi grip virüsü, tüm olarak sekiz ‘Gen’e sahiptir. Ancak bu virüs girdiği her organizmada gen değiş tokuşu yaparak mutasyona uğrar ve yeni bir özellik kazanır. Bu şekilde bambaşka bir virüs haline dönüşür. Organizma bir önceki virüse karşı koruyucu antikor geliştirmiş olsa bile, bu yeni virüse karşı koruyucu değildir. Böylece yeni oluşan melez virüs, direnci düşük organizmalarda büyük hasarlara neden olabilir. Bu durum bize neden virüs aşılarının çok etkili koruma sağlamadığını açıklamaktadır.

Yakın zamanlara kadar grip virüsünün yaklaşık 7000 farklı çeşidinin saptanmış olduğu belirtilmiştir. Bunların büyük çoğunluğu hastalık derecesine ilerlemeyen, küçük belirtilere neden olmaktadır.Bunlar içersinde en önemlileri olan Tip-A Grip Virüsü büyük salgınlara yol açabilen gruptur. Tip-B Grip Virüsü en çok görülen ve yedi günde iyileşen grip hastalığının etkeni olan gruptur. Tip-C , ciddi sağlık sorunları ortaya çıkaran etkili bir virüs grubudur.

Bu Tip- virüslerin bir çok alt grupları vardır. Virüsler bu gruplarına ve tiplerine göre ifade edilirler. Örnek; Hong Hong Grip Virüsü ; Tip-A, H3N2 olarak tanımlanır. Günümüzde yaygın olan Domuz Gribi Virüsü Tip-A, H1N1 olarak tanımlanır.

Grip esas olarak kuşlara ait bir hastalıktır. Memelilere kuşlardan geçmiştir. Yaban ördekleri bu hastalığın en bilinen taşıyıcısıdır. Kendileri hasta olmadan bu virüsü kilometrelerce uzaklara taşıyarak memelilere bulaştırabilmektedir. Bunun dışında önemli taşıyıcılar; İnsan, at, domuz, hindi ve fok balıklarıdır.

Bu hastalıktan korunmanın en güzel yolu; Öncelikle vücut direncinin yüksek tutulmasıdır. Hava değişimi dönemleri olan bahar aylarında bol meyve ve sebze ile bedeni takviye etmek gerekir. Yaşlı ve çocuklarda belli tip grip virüslerine karşı geliştirilmiş aşılar kısmen koruyucu olabilmektedir.

Hastalığın ilerlediği durumlarda özellikle bir uzmana danışılması ve yardım alınması gerekir.’’

 
Toplam blog
: 106
: 597
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

1953 Denizli doğumlu, evli ve iki çocuk babası. Doktor dişhekimi, şimdiye kadar yayınlanmış yedi ..