Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '16

 
Kategori
Blog
 

Grup mu, toplumsal yığın mı, topluluk mu, toplum mu?

Grup mu, toplumsal yığın mı, topluluk mu, toplum mu?
 

MB


Toplum, insan davranışını hem özgürlüğe kavuşturan, hem sınırlandıran, bir taraftan karşılıklı yardımlaşmalara olanak veren, diğer taraftan gruplaşmalara ve bölünmelere yol açan, değişen bir sosyal örgütler ve ilişkiler ağıdır. Tönnies’e göre, toplum; akılcı, sözleşmeye dayanan çıkar ilişkilerinin bulunduğu gruplardır. Kişisel olmayan, soğuk, rasyonel ve özgür ilişkiler üzerine kuruludur. Bu tanımın bir analizini yapacak olursak şu ilkelerle karşılaşırız;

a) Toplum, sosyal ilişkiler ağıdır,

b) Aynı zamanda bir sosyal örgütler ağıdır,

c) Bir taraftan yardımlaşmalara diğer taraftan bölünmelere olanak vererek gruplaşmalara yol açar,

d) İnsan davranışını bir taraftan sınırlarken, diğer bir taraftan özgürlükle buluşturma fonksiyonunu yerine getirir,

e) Sürekli değişme halindedir ve böylece dinamik bir karakter göstermektedir.

Tanımın unsurlarından ilki sosyal ilişki unsuru olduğuna göre her şeyden önce şu soruyu sormamız gerekmektedir, sosyal ilişki nedir? Bir kitap ile üzerinde bulunduğu masa, dünya ile güneş arasındaki ilişki, bir fiziki ilişki olup sosyal ilişki tanımlanamaz. Bu tür ilişkilerde ruhsal koşul eksik olup, bu İlişkide bulunan taraflar, birbirinin varlığından hiçbir şekilde haberdar değillerdir. O halde sosyal ilişkinin varlığından bahsedebilmemiz için tarafların birbirinin varlığından haberli bulunmaları şarttır. Böylece karşılıklı haberdarlık toplumun var olabilmesi içinde ön koşuldur. Karşılıklı haberdarlık, ya karşıtlık halinde ya da bunun tam tersine birlikte mensubiyet halinde ortaya çıkabilir. Sosyologları ilgilendiren ilişkiler, daha ziyade birlikte olmaya dayanan ilişkilerdir. Peki, bu iki duygu nereden gelmektedir? Zıtlık ve birlikte mensubiyet duyguları, bir taraftan insanlar arasındaki benzerlikten, diğer taraftan da farktan ileri gelir O halde, toplumun var olabilmesi için insanlar arasında benzerlik gibi farklılığında olması şarttır. Benzerlik, ilkel toplumlarda aynı kandan gelme fikrine ve modern toplumlarda ise aynı kültürü paylaşma bilincine dayanır. Ne tür benzerlik şekli olursa olsun, insanlar buna ilave olarak ihtiyaç duyma nedeni ile de benzer durumda olduklarını hissederler.

Toplum, benzerlik kadar farklılığı da dayanır. Toplumda cinsiyet ve biyolojik farklılıktan başka, ilgi farkları, yetenek ve kapasite farkları işin içine girer ve iş bölümü ortaya çıkar. Bu farklılıklar insanların birbirleri ile yardımlaşmalarına yol açtığı içindir ki, toplumdaki iş bölümünün aslında bir bölünme değil, bir işbirliği olduğu söylenilebilir. Daha doğrusu ilk amaç işbirliği olup, bunun gerçekleşebilmesi için bölünme ortaya çıkmaktadır.

Toplum, aynı çıkarı takip eden insanların dahil oldukları kooperatif, sendika, dernek gibi çıkar birliklerinden meydana gelen bir örgütler ağıdır. Toplum, bu çıkar birlikleri yolu ile insanların bir taraftan yardımlaşmalarına, diğer taraftan gruplaşmalarına olanak verir. Fakat, insanların yazılı kanunlara uymak ve en büyük sosyal grup olan toplumun bütününün çıkarlarını sarsmamak koşulu ile dahil olduğu çıkar birlikleri içindeki faaliyetinde çıkarını daha uygun şartlar altında arama özgürlüğünü, insana bağışlayan toplum, onu aynı zamanda yasalara uygun davranışlara zorlamak yolu ile, davranış özgürlüğünü de sınırlar.

Sonunda; sosyal koşulların değişmesi ile ihtiyaçların da sürekli olarak değişmekte olması toplum dediğimiz örgüt ve ilişkiler ağının yapısal niteliklerinde değişmelerin meydana gelmesi veya getirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Bundan dolayı toplum hakkında tanıma eklenecek son ifade ise sürekli değişim ve dinamizmdir.

Topluluk; belirli ölçütler (alan, zaman, ilişki, vb.) bakımından birbirine yakın olan insanların oluşturduğu öbeğe verilen addır. Bir yerde bulunan veya aralarında herhangi bir şekilde ilgi ve benzerlik olan ki­şiler ve nesneler topluluğa ise grup diyoruz. Grup oluşabilmesi için; birden fazla insanın bir arada var olması, genel amaçlara ulaşmak için etki ilişkilerinin gerçekleştirilmiş olması, üyelerin gruba aidiyet duygusuna veya kısaca biz hissine sahip olması gerekir. 

Toplumsal Yığın; Karşılıklı ilişkiler içerisinde bulunmayınca da çoğu kez yok denecek kadar az olan insanların bir araya gelerek getirdikleri kalabalıklara, “toplumsal yığın” denir. Toplumsal yığını oluşturan kişilerin içinde parça parça da olsa, duygusal ya da düşünsel bağ veya bağlılıklar bulunsa da, yığında bütünü belirleyen temel özellik, fiziksel olarak bir arada bulunmadır. Yığın bireyleri belirsiz olduklarından birbirlerine yabancıdırlar, yığınlarda hiyerarşi ve görev dağılımı yoktur, fiziki yakınlık büyük dahi olsa, yalnızca sınırlı bir sosyal iletişim ve etkileşim mevcuttur. Yığın oluşturan kişilerin davranışı fiilen var olsa bile, grup dağıldıktan sonra küme dışı davranışlara karşı yetersiz uyarımlar gösterirler, sosyal değeri yerleşme sınırları ile çevrilidir, genellikle geçicilik özelliği taşır. O derecede bir değişme içindedir ki ona girip çıkma bir an meselesidir.

Toplumsal sorunları, daha farklı bir dünya olabileceğini görebilen, bildiklerini yeniden inceleyebilen, kesin doğruları çözümleme ve sorgulama alışkanlığı kazanan sosyolojik bireyler olarak, biz blogerlar; MB alanını nasıl bir sosyal yapı olarak tanımlayabiliriz?

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..