Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '10

 
Kategori
Futbol
 

GS-FB maçları, Galatasaray’lılardan başka herkesin sorunudur.

GS-FB maçları, Galatasaray’lılardan başka herkesin sorunudur.
 

Bu maçlar Galatasaray'lıların sorunu asla olmamalıdır. Bu maçlar Fenerlilerin sorunudur. Ya yenilirlerse? Eyvah! Eyvah!

Böyle motivasyon dostlar başına veya diğer bir deyişle “şartlı refleks”:

Fener isterse Van’a, isterse Cannes’a yenilsin; isterse Pendikspor’a elensin önemi yoktur. Galatasaray maçı olduğu zaman dargınlar barışır, sakatlar iyileşir, paşalar orduyu bırakıp maça koşar, siyasiler işlerini bırakır, özellikle Fenerli medyanın dilbazları hünerlerini ortaya koyar, kulüp içi grupçulukta ateşkes ilan edilir. Ve her zaman denir ki; “Biraz sabredin. Üç hafta sonra cimbom maçında kötü gidişe dur diyeceğiz.” Sanki kurşun döktürecekler.

Yarın sabahtan itibaren(23 Ekim 2010) , özellikle Kadıköy sokaklarında, kendilerini gerçek kimliklerinden farklı gösterip saklayan ve tüm kötü şeyleri bir günlüğüne olsun unutturan cicilerini giyip dolaşacaklar. Normal yaşamda dünya iyisi, pırıl pırıl, memlekete faydalı bu insanların yerini bambaşka birileri alacak. Zarif hanımlar dahi ağız dolusu küfür edecekler. Ve hepimiz bunu biliyoruz ki; bu hale sadece GS maçlarında geliyorlar. Onları gerçek kişiliklerinde övüyorum çünkü aralarında arkadaşlarım, dostlarım var.

İnsanın keyifle, binbir muziplikle, medyadaki dilbazları kıskandıracak sözcük oyunları ile ve çok ayıba kaçmadan, hafif argo kullanarak sohbet edeceği bir ezeli rakip taraftarı dostu olması, bir kazançtır. Tadına doyum olmaz. Fıkralar, benzetmeler, anılar, eskiden kalma maç hesapları….Kısa yaşamımızda, doyumsuz güzellikler.

Galatasaray’ı yenmek, Fenerliler için “olması gerekendir”. Bunun aksi, yani Galatasaray’a yenilmek onlara ağır gelir.

Taraftar için (özellikle) Kadıköy’de yenilmek gururlarını incitecek en kötü kabustur. Hayata küserler.

Dilbazlar, eski defterleri de karıştırıp bir şekilde bu yenilgiyi başkalaştırmak için ter dökerler.

Yönetim, hakemi veya federasyonu hırpalamak için uğraşır. Cümleler ağızlara sığmaz. Hakemler, “nasıl oldu da böyle oldu? Ben nerede hata yaptım?” diye içlerini kemirirler. Şimdi Galatasaray'ın galip gelip de insanlara bu çileyi çektirmesi olur mu? Yazık değil mi?

Türk tarihinde bir Ulubatlı Hasan’ın surlara bayrağı dikmesi, bir de Sounes’in Kadıköy’e bayrak dikmesi….

Diğer taraftan Galatasaray Fenere’e yenilmiştir ve hesap bir daha ki maça bırakılmıştır. Kırgın, üzgün evlerine dönerler. Cep telefonlarını kapatırlar. Nasılsa ne söyleseler dilbazların medyasında yer bulamayacaklardır. (Hıncal Uluç ve Hakan Şükür’ü bu gruba katmıyorum tabii ki.)

Ülkenin belki de en iyi yorumcusu Rıdvan Dilmen’i dahi her maçta dinlerim; GS maçlarında dinlemem. O bile bir başkalaşıyor.

Kısacası, ben Fenerlileri besleyecek hiçbir şeyi maçtan önce ve sonra yapmam. Arkadaşlarım iyi bilirler ki; ben GS-FB kıyaslamasında asla maç skorlarına bakmam.Bunlar günü birlik şeylerdir. (Vaktinde biz Seydiç ve Hociç’in golleriyle Kadıköy’de 2-1 galip gelmişdik de Ali Şen başkanlıkdan istifa etmişti. Ama geçti, gitti işte. )İki takımın bugüne dek yaptıklarına bakarım. Dünya futbolunda bıraktıkları izlere bakarım. Türk milli takımı en iyi dönemini hangi kulüp sayesinde yaşamış ona bakarım. Hangisi “devlete hizmet ödülü” almış ona bakarım. Onlar hala “altı sıfır” diyorlar. UEFA kupası “tesadüf” diyolar. Gülümsemekten başka elimden bir şey gelmiyor ki. Ben şimdi onlara nasıl anlatırım dünyanın en iyi takımları listesinde birinciliğe kadar çıktığımızı? Yazık değil mi? “Bende var , sende yok” diye böbürlenmek de GS tarzı değildir.

Dostlarımla, keyifle geçireceğim bir sohbetten ötesi olmayacaktır Fener’in galibiyeti de , Cim Bom’un galibiyeti de..

 
Toplam blog
: 62
: 548
Kayıt tarihi
: 08.09.10
 
 

Ceyhan 1966 doğumluyum. Üniversite mezunuyum. Şiir ve öykü seviyorum. Atatürk ve Uğur Mumcu yol g..